Previous Page  472 / 514 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 472 / 514 Next Page
Page Background

Türkiye Rusya Ekseninde Azerbaycan Enerji Politiği

461

n

Hazar Bölgesi’nde ticaret politikayla eş anlamlıdır. Söz konusu devletler arasında Nabucco kaynaklı gerilimler

zaman zaman artış gösterse de, Azerbaycan’ın enerji politikasındaki hızlı eksen değişiminin temel sebebinin,

Karabağ konusunda herhangi bir uzlaşmaya varılmadan, Türkiye’nin Ermenistan ile diplomatik pazarlıklara

girişmesi olduğu düşünülmektedir. Ankara izlediği politikayı değiştirmezse, Azerbaycan’ın uzun vadeli gaz stra-

tejisindeki önceliklerinin değişeceği şüphe götürmemektedir. Brüksel ve Washington’daki politik karar alıcılar

bir an önce ortaya çıkan tehlikenin farkına varmalı ve kendilerini Ankara-Bakü hattındaki gerilimin sonlandırıl-

ması için ciddi ve içten diyalog kurulmasına adamalıdırlar. İvedilikle harekete geçmede başarısız olunursa, uzun

vadede enerji güvenliği ve jeopolitik tercihler bağlamında çok ciddi sonuçlarla yüzleşilmesi kaçınılmaz olacaktır

(Jackson, 2014.).

Rusya`nın dominant piyasa konumu Avrupa ülkelerini olumsuz etkilemektedir. Bu tekel, Rusya’da diğer sek-

törlere de yayılabilecek yolsuzluk, verimsizlik ve ekonomik gibi sorunlara yol açacak ve potansiyel çatışma alan-

ları oluşturacaktır. Bu nedenle alternatif istikamet arayışlarına hızla artmaktadır. Alternatif boru hatlarının inşa

edilmesi yoluyla bu tekelin yıkılması, Rusya`nın enerji sektörünü daha verimli, pazar odaklı bir davranışa sevk

edebilir. Bu, sadece Azerbaycan, Türkiye arasında değil, aynı zamanda ABD ve Avrupa Birliği ile de yoğun işbirliği

gerektirecektir. Bu anlamda, Rusya tarafından kontrol edilmeyen boru hatlarının inşa edilme stratejisi “anti-Rus-

ya” değil, “Anti tekel” ve “rekabet-odaklı” olmaktadır.

Türkiye bugün Azerbaycan’dan Türkiye bu akımın nasıl idare edileceğiyle ilgili bir tercih yapmak durumundadır.

Her halde, Ankara açıkça piyasa ilkelerine riayet edeceğini bildirmektedir. Eğer Türkiye kendi coğrafi konumu-

nun üstünlüğünden yararlanarak, doğal gazın fiyatını önemli ölçüde artırırsa, bu gazın Rusya`dan gelen gaz karşı-

sındaki rekabet gücünü düşürecektir. Belirtmek gerekir ki, eğer Avrupalı tüketiciler fiyat dolayısıyla Rusya gazını

almak mecburiyetinde kalırlarsa, bölgemizde Rusya tarafından kontrol edilmeyen boru hatlarının oluşturulması-

nın önemi ve yararı keskin şekilde düşecektir. Nitekim Türkiye tarafı, kendi transit konumunu esas kazanç kapısı

olarak kullanmak niyetinde olmadıkları güvencesini vermektedir. Şu anda Avrupa devletleri Nabucco West veya

THGH gibi ek projelerin yapımına yeterince destek vermemektedir. Projenin başarılı olması için birileri inisiyatifi

ele almalı ve söz konusu projelerin tamamlanması için irade göstermelidir. Avrupa ülkeleri Nabucco West gibi

projeleri öne çekmekle ciddi şekilde bu projelere karşı olan Moskova`yı kızdırmak korkusuyla tereddüt etmek-

tedir. Avrupa bu projelerin “anti-Rusya” projeleri olması düşüncesini öne çekmekte. Gerçekte ise bu projeler

rekabet odaklı. Avrupa`nın bu fikre katılması ve bu projeleri desteklemesi de aynı derecede önemlidir (

İsmayil

,

“Azerbaycan’ın enerji nakil stratejisi, 2014).

Azerbaycan Batı’nın Rusya karşısındaki tutarsız ve dengesiz tavırları karşısında Rusya’ya daha fazla yaklaşmakta,

Türkiye endeksli projelere soğuk bir tavır takınmaktadır. Diğer taraftan sadece Rusya’ya bağlı kalmamak için

bu projeleri destekler görünmekte ancak fiiliyatta pek bir şey yapmamaktadır. Bu husus Azerbaycan’ın iki ülke

arasında ikilemde kaldığını ve gelecek adına enerji ekonomi politiği açısından karamsar bir tabloyla karşı karşıya

olduğunu söylemek mümkündür.

Sonuç olarak, Azerbaycan, kendi petrolünü ve doğal gazını dünya pazarlarına ulaştırmak için Batılı şirketlere

muhtaç durumdayken, bugün “oyun kurucu” bir ülke olarak enerji politiği yürütmektedir. Bu rolün, enerji sektö-

ründeki muazzam genişlemenin ve Rusya-Türkiye ikilisiyle stratejik bir işbirliğinde çalışmanın bir sonucu olduğu

söylenebilir (Kafkasya’nın Yükselen Yıldızı İlhamAliyev Döneminde Azerbaycan, 2013, s. 353).Azerbaycan enerji

konusunda büyük yatırımlar yapmış, SOCAR gibi dev enerji şirketleri kurmuş, Azerbaycan Neft şirketi aracılı-

ğıyla dünyaya açılmış, ülkede enerji sektöründe çalışan şirket ve bu şirketlerin arkasındaki devletleri kendi milli

meselelerinde aktif katılım için çeşitli çalışmalar yürütmüştür. Bununla birlikte karşılaştığı en önemli sorun istik-

rarlı bir enerji politiği yürütememesidir. Bunda da Batılı devletlerin ürkekliği, Türkiye’nin ilgili projelere yetecek

donanımının olmaması Rusya’nın emperyal taleplerle bölgeye müdahaleleri ve Batının buna önlem alamamasının

etkisi büyüktür. Bu durum yakın gelecekte de devam edecek gibi görünmektedir. Zira Türkiye’nin iç ve dış politi-

kasındaki problemler, Rusya’nın Ukrayna’da estirdiği terör ve batının bunun karşısında etkin bir politika yürüte-

memesi karşısında, ekonomisi enerjiye dayalı bir devlet olan Azerbaycan’ı ikili ve ikilem içerisinde bir politikayı

devam ettirmekten başka seçenek bırakmamaktadır.