Türkiye Rusya Ekseninde Azerbaycan Enerji Politiği
459
n
kardeşlik ilişkilerine ihanet olarak görülmüş ve Bakü’yü gaz görüşmelerinde daha sert bir tutum izlemesine neden
olmuştur. Ankara, bölgesel enerji merkezi olma yönündeki hedefini başarma yolunda Nabucco’ya ihtiyaç duy-
makta ve bu bağlamda geri adım atmakta isteksiz görünmektedir. Ermenistan-Türkiye yakınlaşmasından önce
Türkiye ve Azerbaycan’ın enerji konusundaki anlaşmazlıkları ticari nitelikteyken, Bakü’nün ‘Ermeni Açılımı’na
duyduğu öfkenin bir sonucu olarak fiyat konusu aşırı politik bir hal almıştır.
Yukarıda bahsedilen engellerin ve yaşanan anlaşmazlıkların ortaya çıkardığı durağanlığın, Nabucco Projesi’ne
bağlanan umutları boşa çıkarması ve projeyi başarısızlığa uğratması ciddi bir risk ortamını doğurmaktadır. Tür-
kiye ile yaşanacak bir ‘hesaplaşma’ son tahlilde boşa çıkacak olsa bile, bunun yaratacağı uzun vadeli zararı göz ardı
etmemek gerekir.
Azerbaycan’ın aşama aşama Batı’nın jeopolitik yörüngesinden kaydığı, üstü kapalı biçimde anlaşılmaktadır. Pet-
rol ve gaz boru hatlarının devletleri bağlayıcı etkisi bazen abartılı olarak yorumlansa da, uzun vadede, Bakü ticari
ilişkilerinde kendisini Moskova ve İran’a gereğinden fazla bağlı biçimde bulabilir. Petrolün ve gazın Azerbaycan’ın
ekonomisini destekleyici etkisi olsa da; enerji konusunda kurulan bağların Azeri dış politikasını etkilemesi de
kaçınılmazdır (Jackson, 2014)
4. Rusya Azerbaycan İlişkilerinin Enerji Politiği
Kafkasya’da Azerbaycan’ın ekonomik ve siyasi olarak en sıkı işbirliği içinde bulunduğu ülke Rusya’dır. Çünkü
her şeyden önce Rusya’nın Azerbaycan’a üç yüz yıllık bir etkisi vardır ve Azerbaycan’ın bu etkiden kurtulması
mümkün değildir. Belki siyasi olarak bu etkiden kurtulmak milli bağımsızlık mücadelesi yıllarında belli ölçüde
mümkün olabilmişti ama ekonomik, sosyal ve kültürel etkiyi bu kadar kolay bertaraf etmek olanaksızdır.
Azerbaycan 1992-1993 yılları arasında Rusya karşıtı politika izlese de, daha sonra Rusya’nın ülke üzerinde ağırlı-
ğını iyi tartabildiği için denge politikasına öncelik tanımıştır. Azerbaycan Rusya’dan her zaman güvenlik alanında
endişe duymuştur ve bu endişesinin yakın ve orta vadede giderileceğini iddia etmek mümkün değildir. Çünki
son iki yüz yıllık tarih ve yakın geçmişte Ermenistan’ın Azerbaycan topraklarının işgal etmesinde Rusya’nın bu
devlete sağladığı ekonomik, siyasi ve askeri yardımlar halen unutulmamıştır. Rusya’nın 1996’da Ermenistan’a 1
milyar dolar, 2008’de ise 800 milyon dolar değerinde karşılıksız olarak askeri yardımda bulunması dikkate alınır-
sa, Azerbaycan’ın bu ülkeden duyduğu endişeyi anlamak mümkündür.
Azerbaycan’ın Rusya ile yaşadığı bütün sorunlara rağmen bu ülke ile kemikleşen ilişkilerini bir anda koparması
mümkün değil ve zaten bu tür bir politika doğru olmazdı (Cabbarlı, 2014.).
1991’de Azerbaycan bağımsızlığını ilan etmiş olsa da Ayaz Mutallibov yönetimi, Moskova yanlısı politika izleme-
ye devam etmiştir. Bu politikanın en açık kanıtı, BDT’ye üye olmak için imza atılmasıydı. Fakat Parlamento’da,
Halk Cephesi’nin çoğunlukta olması nedeniyle bu karar onaylanmadı. Bu dönemde Rusya Federasyonu, diğer
eski SSCB devletleri gibi Azerbaycan’ı da bağımsız devlet olarak tanımadı ve Azerbaycan’la hiçbir anlaşma imza-
lamadı. Şubat 1992’de, Rusya Federasyonu’nun Dağlık Karabağ’daki 366. alayının Ermenistan ordusuyla birlikte
Hocalı’da katliam yapmasının, Ayaz Mutallibov’un istifasına da neden olduğu söylenebilir.
Azerbaycan’da Rusya Federasyonu’na karşı nefretin arttığı bir dönemde Moskova, Azerbaycan politikasında deği-
şiklikler yapmaya başladı. Öyle ki, 4 Nisan 1992’de Bakü’ye resmî ziyarette bulunan Rusya Federasyonu Dışişleri
Bakanı Andrey Kozırev, Rusya Federasyonu’nun Azerbaycan’ı bağımsız bir devlet olarak resmen tanıdığını açık-
ladı.
Rusya Federasyonu’nun bölgede etkisini artırdığı bir dönemde Ebülfez Elçibey, Azerbaycan’a cumhurbaş-
kanı seçildi. Azerbaycan’ın bağımsızlığına daima önem veren Elçibey, bağımsızlığın tehdidi olarak da Rusya
Federasyonu’nu görmekteydi.223 Bu nedenle Ebülfez Elçibey başkan seçildikten sonra, Rusya Federasyonu’yla
Azerbaycan’daki Rus üslerinin tasfiyesi için görüşmelere başladı. 7 Ağustos 1992’de Moskova imzalanan antlaş-
mayla Rus askerlerinin statüsü belirlendi. Bu antlaşmaya göre; iki yıl içinde Rus askerleri, silahlarını Azerbaycan’a
bırakarak ülkeden çekilecekti. 23 Mayıs 1993’te, belirlenen süreden daha önce Rus ordusu Azerbaycan’dan çekil-
di. Bu antlaşmadan sonra Azerbaycan’la Rusya Federasyonu arasındaki ilişkiler bozuldu. Elçibey yönetimi, Rusya
Federasyonu’yla ilişkilerdeki bozulmayı ortadan kaldırmak için çaba sarf etse de başarılı olamadı. Ekim 1992’de




