Türkiye Rusya Ekseninde Azerbaycan Enerji Politiği
455
n
iki ülke arasında gelgitli bir enerji politikası izlemek zorunda kalmıştır. Rusya’nın Kafkasya’ya geri dönmesi ile
doğrudan Rus tesirine maruz kalan ülke Türkiye’den istediği desteği alamamış hatta Türkiye Ermenistan ilişkile-
rindeki gelişmeler karşısında kendisini tehlikede hissederek Türkiye’ye karşı bazı şantaj politikaları uygulamaktan
çekinmemiştir. Bayrak krizi, petrol ve doğalgazın fiyatının arttırılması, askeri eğitim anlaşmasının uzatılmaması,
Azerbaycan’daki Türk yatırımcıların aşırı baskıya tabi tutulması, Türkiye öncelikli enerji projelerinden desteğin
çekilmesi gibi uygulamalar Türkiye’ye olan tepkiyi açık olarak ortaya koymuştur. Ancak Türk hükümetinin ola-
ğanüstü gayretleri ve tavizleriyle ilişkiler yeniden normalleşme sürecine girmiş, Azerbaycanlı sermaye Türk piya-
sasında önemli yatırımlara imza atarak iki ülke arasında bir enerji işbirliği alanı oluşturmuştur.
Rusya’nın aşırı baskı politikaları karşısında Ruslarla yeni enerji anlaşmaları imzalayarak, bir taraftan baskının şid-
detini azaltmaya, diğer taraftan Karabağ probleminde Rusya’nın etkin desteğini almaya çalışmıştır. Ülke liderliği
eski Bakülü Rusyalı bir elit zengin ile akrabalık kurarak Rus elitinin de desteği almaya, bu yolla enerji alanında
Rusya’dan olumlu şekilde faydalanmayı düşünmüştür. Ayrıca Rusya’da bulunan iki milyon Azerbaycanlı çalışa-
nın gerek lobi gerek sermaye birikimlerinden yararlanarak Moskova merkezli bir etkin güç kurmaya çalışmıştır.
Bugün gelinen noktada Azerbaycan dengeli bir dış politika izleyerek hem Türkiye, hem de Rusya ile ilişkileri
iyi tutmaya çalışmaktadır. Bakü, Karabağ sorununu çözüme ulaştırmak amacıyla Rusya ile siyasi ve ekonomik
işbirliğine önem vermekle beraber Moskova’nın, Azerbaycan’ın iç işlerine karışmasını önlemeye dönük çaba sarf
etmektedir. Bunun için Türkiye önceliğinde Batı’yla ilişkilerini de sürdürerek dış politikasındaki dengeyi koru-
maya çalışmaktadır. Rusya’ya karşı dengeyi sağlayacak politikanın öncüsü Türkiye ve onun temsil ettiği Batıdır.
Bu nedenle bir taraftan Rusya ile ekonomik ilişkileri sağlamlaştırmaya ve bu yolla Rusya’nın gücünü Ermenilerin
Karabağ ve etrafı bölgeleri işgaline son verdirtmek için kullanırken, diğer taraftan Türkiye’yi enerji alanındaki
yatırımları ve kendine bağlı bir Pazar haline getirmeye çalışarak batı kapısını açık tutmaya çalışmaktadır. Sonuç-
ta Azerbaycan’ın Rusya ve Türkiye eksenindeki enerji politiği mehter marşı gibi iki ileri bir geri adımla devam
etmektedir.
2. Azerbaycan Enerji Politiği
Sovyetler Birliğinin yıkılışıyla beraber bağımsızlığına kavuşan Azerbaycan kısa sürede bölgenin ve yeni dünya
düzeninin global güçlerinin dikkatini çekmeye başarmıştı. Bunda hiç şüphesiz enerji faktörünün etkisi büyüktür.
19. yüzyıl sonları 20. yüzyıl başlarından itibaren dünya enerji sektörünün önemli bir merkezi olan Azerbaycan,
Demirperde arkasında çektiği Batı özlemi yeni dönemde bitmiş ve yakın bir ilişki için uygun bir ortam oluşmuş-
tur. Ancak Sovyetler yıkılsa da onun varisi Rusya Federasyonu Azerbaycan’ı kolaylıkla Batıya vermemiş ülkede
tam bir kargaşa ve çatışma ortamının oluşması için gerekli altyapıyı oluşturmuştur.
Devletin yeni yöneticileri Muttalibov ve Elçibey bu kargaşaya son verememiş, dolayısıyla Azerbaycan dağılıp yok
olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır. Ancak büyük mücadele sonrası devletin başına geçen eski KGB ve Polit-
büronun üst düzey yöneticisi Haydar Aliyev ülkeyi kısa sürede düzlüğe çıkarmış ve iç kargaşayı sona erdirerek bir
istikrar sağlamıştır. Sonrasında ülkenin ekonomik olarak güçlenmesi ve bir çok sorunun bu yolla halli için yeni
bir süreç başlatılmış ve Elçibey zamanında başlatılan enerji hamlesi Asrın Anlaşmasının imzalanması ile birlikte
başarılı bir şekilde sonuçlandırılmış ve enerji Azerbaycan’ın kurtuluş sebebi haline gelmiştir. Sonrasında enerjinin
başarılı bir şekilde politize edilmesi ve dünya enerji devlerinin sofrasında başarılı bir enerji sağlayıcısı olarak yer
almak en önemli mesele haline gelmiştir.
Azerbaycan enerji siyasetini temelleri üç temel başlıkta toplanabilir. Birincisi enerji kaynaklarının işletilmesi, ikin-
cisi, enerji pazarlarına ulaşım ve üçüncüsü, pazarlama. Bu çerçevede enerji kaynaklarının işletilebilir hale getiril-
mesi ve işletilmesi için dünyanın öndegelen petrol devi şirketlerle önemli anlaşmalar yapılmış ve petrol ihtiyacı
olan devletler bu anlaşmaların garantörü olmuştur.
Enerji pazarlarına ulaşım konusunda Rusya ve Türkiye önemli bir misyon üstlenmiş ve Yeni Dünya Düzenindeki
yeni politikaları çerçevesinde enerji ticareti yapabilir bir konuma gelmiştir. Uluslararası enerji pazarlarına ulaşım
konusunda da Rusya ve Batı arasında bir denge sağlanarak, erken petrol Rusya asıl kaynak ise Bakü-Tiflis-Ceyhan
Boru Hattı kullanılmış, ayrıca Bakü-Tiflis-Erzurum Doğal Gaz Boru Hattı ile de doğal gaz dünya pazarlarına ulaş-
tırılmıştır. Rusya Sovyet dönemi boru hatlarını kullanarak, Türkiye ise uluslararası destek ile Bakü-Tiflis Ceyhan




