Reha YILMAZ
n
456
Petrol ve Bakü-Tiflis-Erzurum Doğal Gaz hatları ile Azerbaycan’ın petrol ve doğalgazını uluslararası pazarlara
ulaştırmada etkin rol aldılar.
Uluslararası Pazarlar konusunda da enerjiye ihtiyacı olan devletlerle önemli anlaşmalar yapılmıştır. Bu çerçevede
ABD, AB, Uzak Doğu üçlüsü devletlere enerji pazarlama konusunda önemli imkânlar sunarken, enerji ile elde
edilen prestij sayesinde enerji konusunda bir şekilde rol alan devletlerin Karabağ konusunda desteği sağlanmaya
çalışılmıştır.
Azerbaycan cumhuriyeti bağımsızlıktan günümüze birkaç tane önemli projelerde aktif rol üstlenmiştir. Bu pro-
jelerde aldığı yükümlülüğü diğer ülkelerle dengeli bir biçimde yürütmeyi temel hedefi olarak görmüştür. Kom-
şularının tepkisini çekmemek için ise denge politikası izleyerek diğer devletlerle karşılıklı bağımlılık çerçevesinde
hareket alanı veya serbestisi yaratmaya çalışmıştır. Bağımsızlıktan günümüze yapılan tüm önemli anlaşmalarda
Azerbaycan bölgesel ve küresel güçlerin çıkarlarını hep dikkate almak zorunda iken, günümüzde yeni anlaşması
yapılan TANAP projesi ülkenin uluslararası arenada çıkarlarını koruması açısından da önemli proje olarak değer-
lendirilmektedir. Bu proje Avrupa’nın Rus doğalgazına olan bağımlılığını azaltacağı için, Azerbaycan Doğu-Batı
enerji koridorunda önemli ülke konumuna yükseltecektir (Mammadov, 2013, s. 13).
Azerbaycan’ın enerji politiği konusunda da Rusya ve Türkiye önemli roller üstlenmiştir. Zira her iki ülke gerek
enerji kaynaklarının işletilmesi, gerek pazarlara ulaştırılması ve enerji ticareti konularında etkin rol üstlenmiştir
ve bir çok projenin sahibi olmuştur.
Bugün gelinen noktada Azerbaycan diğer alanlarda olduğu gibi enerji siyaseti konusunda da bir denge politikası
yürütmeye çalışmaktadır. Bunun sonucunda gerek Rusya gerekse Türkiye öncülünde Batılı devletlerle bir çok
projeye ortaklık etmekte, enerji kaynağını işletme ve pazarlama konusunda önemli çalışmalar yürütmektedir.
Azerbaycan zaman zaman bölgesel ve uluslararası gelişmelere göre dış politikasında da değişimler göstermektedir.
Özellikle Karabağ probleminin çözümü konusunda gösterdiği hassasiyet nedeniyle bölgede menfaati olan devlet-
lerle yakın ilişki ve yer yer sıkı pazarlıkla kazançlar elde etmeye çalışmaktadır. Son dönemde Türkiye’nin Ermenis-
tan açılımı çerçevesinde Azerbaycan’ın Türkiye politikalarındaki değişimi buna örnek göstermek mümkündür.
Günümüzde Azerbaycan enerji politikaları bağlamında önceliklerini değiştirmiş gibi algılanmaktadır. Haziran
ayında Azerbaycan’ın devlet kontrolündeki enerji şirketi SOCAR, Gazprom ile bir anlaşmaya imza atmıştır.
Anlaşma kapsamında satılması kararlaştırılan 500 milyon metre küplük gaz miktarı önemsiz gibi görünse de, bu
durum aslında Ankara ve Brüksel’e Nabucco konusunda hızlı davranmaları için verilen bir uyarı mesajı niteli-
ği taşımaktadır. Kasım ayında Bakü yönetimi kimi ülkelere ciddi teklifler yaparak çıtayı yükseltmiştir (Jackson,
2014).
Karşılıklı bağımlılığı ekonomik ve siyasi olarak ayırmak mümkün değildir. Çünkü karşılıklı bağımlılık ekono-
mik olarak başlar ve siyasi semeresi kendiliğinden ortaya çıkar. Ülkeleri bir birine bağlı kılan diplomatik dostluk
anlaşmaları değil, dış ticaret ilişkileridir. Bu ilişkilerin muhafazası adına ülkelerin bir birine olan husumetleri
azalmaktadır. Güçlü devletler dış politika kararlarında realizme göre davranış sergilemesi olağan gözükürken ve
çıkarlarını maksimize etmekteyken, yeni bağımsız ve azgelişmiş ülkelerin güç peşinde koşması veya çıkarlarını
maksimize etmekten ziyade karşılıklı bağımlılık ilişkisi ile hareket etmektedirler. Büyük devletler çıkarlarını mak-
simize ederken olumsuz sonuçlara katlanmakta veya bunun bedelini ödemekteyken az gelişmiş ülkeler çıkarlarını
maksimize etmek yerine paylaşmayı tercih etmektedirler ve büyük devletler tarafından öngörüldüğü ölçüde hare-
ket ettiği gözlemlenmektedir. (Mammadov, 2013, s. 4)
3. Türkiye Azerbaycan İlişkilerinin Enerji Politiği
Enerji stratejik özelliği olan bir olgudur ve uluslararası siyaset, çelişki ve çatışmalarda stratejik bir boyuta sahiptir.
Ülkelerin toplumsal gelişimlerinin önemli unsurlarının başında enerji tüketimi gelmektedir. Enerji günlük yaşa-
mımızın ve üretimimizin en önemli parçasıdır. Bu nedenle ülkenin ve enerji sektörünün yönetimini üstlenenler,
toplumun ve ekonominin gereksinim duyduğu enerjiyi yeterli, kaliteli, sürekli, düşük maliyetli ve çevre ile uyumlu
bir şekilde sunmakla da yükümlüdürler. En ucuz ve temiz enerjinin temini konusunda çalışmalar yapılmakta ve
kesintisiz enerjinin sağlanması için ticari, politik ve hatta askeri çabalar gösterilmektedir. Türkiye’de ise enerji




