Betül AYANOĞLU
n
434
“Galip Antant güçleri ordu gönderdiler ve [Osmanlı] imparatorluğun[un] çoğu bölgesini işgal ettiler. Helen
ordusu, nüfusunun büyük bölümü Helen olan İzmir bölgesini kurtardı/özgürlüğüne kavuşturdu” (Aktypĕs
vd., 2009: 221).
İzmir’e ayak basan Yunan ordusu İzmir’in Yunan nüfusu tarafından sevinçle karşılanmaktadır. Bir çocuğun
ağzından aktarılan alıntıda “özgürlüğün unutulmaz anları” betimlenirken kullanılan “Helen İşgali” ifadesi dikkat
çekicidir:
“Helen İşgali
29
2 Mayıs 1919’da oldu. İzmir’in rıhtımına gittim. […] Özgürlüğün unutulmaz anlarını yaşadım.
[…] Daha sonra efzunların [oluşturduğu] falanjın karargâh alanına girdiklerini ve Türk mahallesi tarafından
[…] vurulduklarını öğrendik. […] Evimizin yakınında ‘Apollon İzmir’ takımının futbol sahası bulunuyordu,
Helen ordusu oraya kamp kurmuştu. Annem coşkudan ve genç yiğitlere olan sevgi[sin]den bana çeşitli nadide
gıdalar verdi ve diğer çocuklarla beraber onlara gittim” (Loubĕ & Xifaras, 2009: 101).
Yunan tarih ders kitapları, ayrıntılı bir savaş anlatımı içerisine girmemektedir. Genel hatlarıyla ve zamansal-
mekânsal kesintilerle aktarılan savaş, askeri ve siyasi açıdan ele alınmaktadır. Bu bağlamda,
ilerleme
ve Yunanistan
politikası, “Venizelos ve arkadaşlarının eşi görülmemiş başarılı diplomatik manipülasyonları[na]” (Koliopoulos
vd., 2009: 88) dayandırılmaktadır.
Altıncı sınıf Yunan tarih ders kitabında ise Türklerin Yunanlara karşı örgütlenmeleri anlatılır ve bu örgütlenme-
lerin “Helen nüfusuna” saldırıları beraberinde getirdiği ifade edilir:
“Mustafa Kemal (Atatürk) önderliğinde yabancı askerlere karşı direniş örgütlediler ve Helen nüfusu kovma-
ya başladılar. Helen ordusu, Helen nüfusunu korumak için Küçük Asya’nın iç kesimlerine doğru ilerledi”
(Aktypĕs vd., 2009: 221).
“Türklerin” savaştıkları cephelerin birer birer kapanması ve düzenli orduya geçişleri bütün güçlerini Batı’ya kay-
dırmalarına neden olmaktadır. Ayrıca İtalyanların da İzmir’i istedikleri ve İzmir’in Yunanlara verilmesinden
rahatsız oldukları; bu yüzden de Türklere yardım ettikleri görüşüne yer verilmektedir: “Çoğu durumda, Türkler,
İtalyan yönetimi altında olan bölgelerden Helen güçlerine karşı taarruz ettiler” (Loubĕ & Xifaras, 2009: 101). Bu
noktadan itibaren, Yunanlar başlangıçta Antant güçlerinden oluşan bir yapının parçası iken müstakil bir güce
dönüşmektedir.
“1921’in yazında Helen askerleri, Ankara’dan birkaç kilometre öncesine, Sakarya Nehri’ne kadar ulaşarak, binler-
ce ölü ve yaralıya mal olan büyük taarruzu gerçekleştirdiler. Fakat güçlü [bir] direnişle karşılaştılar ve Eskişehir-
Kütahya- Afyon Karahisar şehirleri tarafından çizilen hatta geri çekildiler. Orada bir yıl süreyle cephede kaldılar.
Fakat oyunun kuralları tersine dönmüştü. Ekonomik, diplomatik ve askeri [açıdan] güçlenen Kemal uzlaşmaz
göründü. […] [Yunanistan’da] ekonomik kriz keskinleşti. Bu koşullarda, Atina hükümeti dışarıda diplomatik ve
ekonomik destek aradı ancak sonuçsuz [kaldı]” (Loubĕ & Xifaras, 2009: 107).
Yunan kitapları, “Müttefiklerin” geri çekildiklerini ve artık Türkleri desteklemeye başladıklarını ifade etmektedir:
“Küçük Asya’daki durum artık değişmişti. Müttefikler mahvettikleri toprakları terk ettiler. Türkleri desteklemeye
başladılar ve onları cephanelerle ikmal etmeye başladılar” (Aktypĕs vd., 2009: 221).
İzmir Savaşı’nın son çarpışmaları ise aniden başlamakta ve son Türk taarruzu 13 Ağustos’a tarihlenmektedir:
“Kısa bir süre sonra Helen savunması çöktü ve geri çekilme başladı. 27 Ağustos’ta Kemalciler İzmir’e girdiler.
Şehir alevlere, şehrin Helen ve Ermeni sakinleri katliama teslim oldu. Helen ordusunun mağlubiyeti, Küçük
Asya Helenizminin de sonu demekti. Kurtulabilen Helenler iltica yoluna başvurdular” (Loubĕ & Xifaras, 2009:
107).
“27 Ağustos 1922’de Kemal’in ordusu mültecilerle dolmuş olan İzmir’e girdi ve İzmir’i yaktı. Devamında
[yaşanan] katliamlar korkunçtu. Anadolu’nun bütün bölgelerinden ve Pontus’tan Helenler, Türklerin intika-
mından kurtulmak için gemiye binme umuduyla kıyılarda toplandılar” (Aktypĕs vd., 2009: 221).
29 Orijinal ifade: “Η Ελληνική Κατοχή”.




