Previous Page  450 / 514 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 450 / 514 Next Page
Page Background

Karadeniz Ülkelerinde Enerji Arz Güvenliği

439

n

kömür stratejik bir ürün haline gelmiştir. Böylece artan kömür talebine karşı kömür üretimi yapan ülkeler, strate-

jik amaçlarla kömür ticaretini ve üretimini kontrol altına almıştır. Böylece XIX. yüzyılın sonlarına doğru kömüre

dayalı sanayi yapısına sahip ülkeler için enerji arz güvenliği sorunu ortaya çıkmıştır. Bu sorun kömüre alternatif

bir enerji kaynağı olan petrolün bulunması, çıkarılması ve üretim süreçlerinde kullanılabilecek hale getirilmesi ile

aşılmıştır. Ancak enerji fiyatlarındaki düşüş ve üretim miktarlarındaki artış hem nüfus artışını hem de ekonomik

zenginleşme nedeniyle kişi başına düşen enerji tüketimini artırmıştır. Bu nedenle bir tükenebilir enerji kaynağı

olan petrol için de arz talep dengesizlikleri ortaya çıkmıştır. Petrol piyasalarındaki dengesizlik Grafik 1’deki petrol

fiyatlarının hareketleri izlenerek gözlenebilmektedir.

Grafik 1’de 1973 ve 1979’da yaşanan petrol krizlerinin petrol fiyatları üzerindeki sıçrama etkisi açıkça görün-

mektedir. 1972 yılına kadar 20 doların altında seyreden petrol fiyatı 1973’de 55 dolara ve 1979 yılında 102 dolara

yaklaşmıştır. Enerji arz güvenliği riskinin hat safhada olduğu bu dönem yine insanların alternatif enerji kaynağı

arayışı ile devam etmiştir. Sonuçta diğer bir tükenebilir enerji kaynağı olan doğal gaz kullanımı artmıştır. 1980’li

yıllarda tüketilmeye başlanan doğal gaz sayesinde petrol fiyatı 40 doların altına inmesine rağmen, doğal gaz da

hızla artan enerji talebini tam olarak karşılayamamış ve 2000’li yıllara girerken hem petrol hem de doğal gaz fiyat-

ları tırmanışa geçmiştir. Grafik 2’de doğal gaz fiyatlarının gelişimi gözlenmektedir.

Grafik 1 ve 2’de görüldüğü gibi 2000’li yılların başında itibaren hem petrol hem de doğal fiyatları artışa geçmiş ve

enerji arz güvenliği sorunu yeniden günümüzün önemli bir sorunu haline getirmiştir.

Enerji arz güvenliği sorununun çözülememesi enflasyon, durgunluk, işsizlik ve dış açık gibi ekonomik sorunların

yanında sosyolojik ve politik pek çok soruna da yol açabilmektedir. Enerji arz güvenliği ekonomide yarattığı dış-

sallıklar

1

nedeniyle de önemli bir konudur ve iki temel dışsallığa neden olmaktadır. Bunlardan birincisi; enerjide

dışa bağımlı olmanın ortaya çıkardığı dışsallıklar, ikicisi ise enerji fiyatlarındaki dalgalanmaların neden olduğu

dışsallıklardır. Enerjide dışa bağımlı olan ülkelerin enerji ithalatı için yaptıkları ödemeler ekonomileri üzerinde

dolaylı etkiler yaratmaktadır. Bu durum enerjide dışa bağımlı olmanın sonucunda ortaya çıkan negatif bir dış-

sallıktır. Bunun yanında ihracatçı ülkelerin enerji piyasasını etkileyecek güçte olması ithalatçı ülkeler için negatif

dışsallık yaratır. İthalatçı ülkeler, ihracatçı ülkelerin belirlediği piyasa fiyatı üzerinden enerji fiyatı ödemektedirler.

Uluslararası piyasalardan enerji temin eden ülke sayısı ve talep miktarları arttıkça enerji ihracatı yapan ülkelerin

piyasa yapıcılığı gücü artmakta ve enerjide dışa bağımlı ülkelerin karşılaştığı enerji maliyeti yükselmektedir. Yani

enerji ithalatının marjinal maliyeti artma eğilimindedir (Bohi & Toman, 1996:12). Enerji fiyatlarındaki dalgalan-

1 Dışsallık, birinin ya da bir firmanın faaliyetleri sonucu başka bir kişinin ya da firmanın refahının değişmesi biçiminde tanımlanabilir. Bu

yayılma (spillover) etkisi, gerçekleştirilen faaliyetin ulaşmak istediği amaçlar arasında yer almaz(Bohi & Toman, 1996:10). Dışsallık, diğer

kişilere veya firmalara ek maliyetler yükleyebileceği gibi fayda artırıcı veya maliyet düşürücü (ya da kâr artırıcı) biçimde de ortaya çıkabilir.

Grafik 1:

Petrol Fiyatlarının Seyri

Kaynak:

BP Statiscal Review 2014,

http://www.bp.com

.