Ertuğrul YILDIRIM, Neslihan KARAKOÇ
n
442
Enerji güvenliği genel güvenlik ve ekonomik yapı ile ilişkilendirilebileceği gibi ihracatçı ve ithalatçı ülkeler açı-
sından farklı beklenti ve öncelikler de söz konusu olmaktadır (Kınık, 2009:11). Diğer bir ifadeyle enerji güvenliği,
enerji tedarik zincirinde ülkelerin konumuna bağlıdır. Enerji konusunda ihracatçı bir ülke için talebin güvenliği,
diğer bir ifadeyle enerji piyasasından elde edilen gelirin güvenliği önemlidir. İthalatçı bir ülke için ise enerji kay-
naklarına güvenli erişim, fiyatların istikrarlı olması ve arzın sürekliliği önemlidir (Proninska, 2007:216). Bunun
yanında yine ithalatçı ülkeler için enerji güvenliği ülkenin kalkınmışlık düzeyiyle paralel olarak farklılıklar göster-
mektedir. Örneğin, kalkınmış ülkeler için enerji ithalatının kesintisiz devam etmesi önemliyken, cari açık sorunu
yaşayan kalkınmakta olan ülkelerde enerjinin mümkün olduğunca düşük fiyatlarla ithal edilmesi önemlidir (Edi-
ger, 2007:5).
Enerji arz güvenliği sorunu esas olarak enerjide dışa bağımlı ülkeler için ithalat bağımlılığına bağlı olarak art-
maktadır. Dolayısıyla bu ülkeler için enerjinin kesintisiz temin edilmesi önemlidir. Bu bağlamda, Horsnell enerji
arzındaki kesinti ve süreksizlikleri şu şekilde tanımlamaktadır. Horsnell’e göre iki tür süreksizlik ve üç tür kesinti-
den söz etmek mümkündür. Politika süreksizliği, yetersiz üretim kapasitesine sahip olan üretici ülkelerde yaşanan
politika değişiklikleri sonucu ortaya çıkmaktadır. Temel süreksizlik, arzın ulusal talebi karşılayamaması duru-
munda oluşmaktadır. Olağandışı kesinti, üretici ülkenin ihracatının siyasi istikrarsızlık veya savaş gibi nedenlerle
azalması durumunu ifade etmektedir. İhracatı kısıtlayıcı kesinti, bir veya birkaç üretici ülkenin siyasi ve stratejik
amaçlarla ihracatta önemli kısıtlamalara gitmesi ile ortaya çıkmaktadır. Ambargo kesintisi ise ithalatçı ülkelerin
bazı üretici ülkelerin ihracatlarını sınırlaması sonucunda oluşmaktadır. Bu tanımlamalar yaşanan petrol krizle-
riyle örneklendirilmiştir. 1990-1 yıllarında yaşanan Körfez Krizi ambargo kesintisine, 1979 yılında ortaya çıkan
ikinci petrol şoku olağandışı kesintiye örnek gösterilmiştir. 1973 yılında yaşanan birinci petrol şoku ise hem temel
süreksizlik hem de ihracatı kısıtlayıcı kesinti olarak algılanmaktadır (Horsnell, 2000:6).
Enerji güvenliği konusu açıkça stratejik hedef kavramıyla da ilgilidir. Buna göre enerji güvenliği, arz risklerine
karşı güvence altına almaya yönelik yaklaşımları içermektedir. Arz güvenliği hükümetlerin, firmaların ve tüketi-
cilerin uygun maliyetli risk yönetimi stratejisi haline gelmektedir. Burada dikkat çekilen nokta enerji güvenliği bir
politika değil, stratejik amacı olan bir kavramdır. Enerji güvenliği amaçlarına ulaşmak için hükümetler özel poli-
tikalar uygulamaktadır. Bu politikalar da rekabetçi piyasaların bağımlılığı, bu piyasaları destekleyen yeni düzenle-
yici rejimlerin oluşturulması ve jeopolitik yaklaşımları içermektedir (Chester, 2010:891).
Enerji arz güvenliği enerji piyasası arasındaki farklılıklarla da ilgilidir. Petrol, doğalgaz, nükleer ve elektrik piya-
saları arasında taşıma katılığı, depolama zorlukları, piyasanın bölgesel doğası gibi önemli farklılıklar vardır. Dola-
yısıyla doğalgaz piyasasındaki enerji güvenliği ile petrol ya da elektrik piyasasındaki enerji güvenliği içeriği aynı
olmayacaktır (Chester, 2010:891).
Enerji güvenliğinin zaman içindeki boyutuyla da ele almak mümkündür. Kısa dönem enerji arz güvenliği siyasi
istikrarsızlıklar, teknik sorunlar, iklim koşulları gibi nedenlerle arzın kesintiye uğraması risklerini kapsamaktadır.
Uzun dönem enerji arz güvenliği ise yetersiz yatırımlar nedeniyle, artan talebe karşılık arzın yetersiz kalması risk-
lerini taşımaktadır (Bielecki, 2002:237; Kruyt vd.,2009:2166). Dolayısıyla zamana bağlı olarak enerji güvenliği kav-
ramı farklılaşmaktadır. Çünkü farklı risklerin olasılığı ve sonuçları zamanla değişmektedir (Chester, 2010:891).
3. Enerji Arz Güvenliğinin Ölçümü
Enerji arz güvenliğinin ölçümü amacıyla geliştirilen indeksler basit ve toplamsal endeksler biçiminde ikiye ayrı-
labilir. Basit endeksler enerji ithalat bağımlılığı, tüketimin rezervlere oranı gibi ölçümlere dayanmaktadır ve
enerji arz güvenliğini sınırlı biçimde ölçebilmektedir. Bu nedenle enerji arz güvenliğinin çeşitli yönlerini hesa-
ba katarak, bunları bir indekste birleştirmeye çalışan toplamsal indeksler üzerine yoğunlaşılmıştır. Literatürde
yer alan önemli enerji arz güvenliği indeksleri Tablo 2’de sunulmuştur. Literatürde enerji arz güvenliği ölçmek
amacıyla çeşitli indeksler önerilmesine rağmen, en kapsamlı ve detaylı çalışma 2010 yılında Amerika için ABD
Ticaret Odası tarafından gerçekleştirilmiştir. Bu yaklaşım yine aynı kurum tarafından ABD dışındaki 75 ülkeye
de uyarlanmıştır




