Metropoliten Zonguldak Belediyeler Birliği Deneyimi ve Günümüz İçin Düşündürdükleri
335
n
1. Giriş
Zonguldak yerel yönetimler alanında ilklere sahip bir kenttir. 1970’lerde metropoliten alan olarak adlandırılan
Zonguldak, Kozlu, Kilimli ve Çatalağzı Belediyelerinden oluşan bütünleşik kentsel alan için, ulusal ölçekli bir
metropoliten planlama yarışması açılmıştır. Anılan belediyeler arasında planların yapılması ve hayata geçirilmesi
amacıyla kurulan bir birlik olan Metropoliten Zonguldak Belediyeler Birliği’nin (MZBB) kurulmasına vesile olan
yarışma, yeni bir şehir planlama yönteminin ilk uygulamasıdır. Bu yöntemde kurulacak bir mahalli idare birliği
bünyesinde çalışarak planı hazırlayacak ekip seçilmektedir. Kurulan birlik, Keleş tarafından (2008: 396) ülkemizin
ilk anakent yönetim örneği olarak değerlendirilmektedir.
Ne yazık ki bu girişimlerin devamı getirilememiş, metropoliten yönetim deneyimi başarısızlıkla sonuçlanmış-
tır. Hazırlanan planlar uygulanamamış, birlik misyonunu zamanla yitirmiştir. Bütüncül planlama anlayışı yerini,
parçalı planlamaya bırakmış; MZBB sadece alanın su ihtiyacını karşılayan bir içme-kullanma suyu birliği halini
almıştır. Bu çalışmada, alandaki metropoliten birlik-metropoliten planlama deneyimi ışığında, alanın günümüz-
deki durumuna ışık tutulması ve alanın sorunlarına yönelik çözüm önerilerinin değerlendirilmesi amaçlanmakta-
dır. Çalışmada öncelikle ilk olma özelliği taşıyan yeni şehir planlama yöntemi ile metropoliten birlik-metropoliten
yönetim deneyimi, daha sonra alanın ve birliğin günümüzdeki durumu ele alınacaktır. Son olarak alanın sorunla-
rına yönelik çözüm önerileri değerlendirilmektedir.
2. İlkler: Yeni Bir Şehir Planlama Yöntemi ve Metropoliten Birlik-Metropoliten Yönetim
2.1. Zonguldak Metropoliten Alanı ve Planlama Yarışması
1960’ların sonuna doğru Zonguldak Belediyesi’nin yeni bir imar planı isteğiyle İller Bankası’na başvurması üze-
rine, İller Bankası’nca yapılan değerlendirmede yalnızca Zonguldak’ta değil, bir bütün oluşturan Kozlu, Kilimli
ve Çatalağzı’nı da kapsayan alanda planlama yapılmasının daha doğru olacağı sonucuna varılmıştır (Erkin, 1999:
11). İller Bankası bütüncül bir bakış açısıyla ele aldığı bu alanı Zonguldak Metropoliten Alanı olarak tanımlamıştır
(Erkin, 1977: 20). İller Bankası’na göre (ty: 7);
“ZMA, 73.000 nüfuslu bir merkez şehir [Zonguldak Belediyesi] ve toplam nüfusları 60.000 olan [batısındaki Kozlu,
doğrusundaki Kilimli ve Çatalağzı Belediyeleri olmak üzere] üç çevre şehrin fiziki, ekonomik ve sosyal bütünleşmesi
ile meydana gelen bir şehirsel toplumun hayat sürdürdüğü yerdir.”
Metropol ve metropoliten alan deyimlerinin henüz resmen tarif edilmediği 1970’ler Türkiye’sinde, şu özellikleri
taşıması nedeniyle bu alana ZMA denilmiştir (İller Bankası, ty: 17):
*Şehirleşmiş olan birbirine bitişik dört ayrı şehir (dört belediye) topraklarını kapsaması (Bkz. Ek Şekil 1),
*Bu şehirler arasında sıkı günlük fiziki, sosyal, ekonomik ve fonksiyonel ilişkiler, iş bölümü ve ihtisaslaşmanın
varlığı,
*Şehirlerden birinin (merkez şehir) nüfusunun 50.000’in, alanın nüfusunun 100.000’in ve günlük sıkı ilişkiler
bulunan çevrenin tüm nüfusunun 150.000’in üstünde olması,
*Alandaki şehirlerin hepsinde yoğunluğun oldukça yüksek olması,
*Alandaki şehirlerin hepsinde çalışan nüfusun büyük bir yüzdesinin tarım dışı sektörlerde çalışması…
Ayrıca alanda birkaç senedir bu deyimin kullanılması ve alandaki belediyeler için işbirliği anlayışını sembolize
etmesi nedeniyle de bu alan ZMA olarak ifade edilmiştir (İller Bankası, ty, 17-18). İller Bankası bu alanın planlan-
ması için ulusal ölçekte bir planlama yarışması açmıştır. Yarışmada, o güne dek alışılmış uygulamalardan farklı
olarak, planı değil planı bir mahalli idare birliği bünyesinde hazırlayacak ekibi seçme yoluna gidilmiştir. ZMA için
yapılacak plan, bu yeni anlayış için bir pilot proje (Erkin, 2007: 2), ZMA da bir pilot bölge niteliğindeydi (Öztek,
1977: 41). Tanrıöver (1977: 18) uygulanan planlama yönteminin kent yönetimi ile kent planlama arasında kopuk-
luğu giderici bir özellik gösterdiğini belirtmiştir. Yararlı olduğu anlaşılan bu yöntem daha sonra Gaziantep’te de
uygulanmıştır (Erkin, 2007: 2).




