Previous Page  351 / 514 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 351 / 514 Next Page
Page Background

Umut ÜZMEZ

n

340

atık suyun altyapısından sorumlu olacak, atık su arıtma tesislerini inşa edecek ve işletecek, suyun satışını ve su

bedellerin tahsilatını da gerçekleştirecek Zonguldak Belediyesi’ne bağlı özel amaçlı bir örgüt (Su ve Kanalizasyon

İdaresi) formuna dönüştürebilirdi. Tabii böylesi bir alan reformunun, idari, örgütsel, mali vb. reformlarla da des-

teklenmesi gerekecekti (Detay için bkz. Üzmez, 2012a/b). Hiç değilse Kilimli ilçe yapılırken, Çatalağzı, Gelik ve

Muslu beldeleri Kilimli Belediyesi ile birleştirseydi, alanın doğusunda yönetsel bütünlük sağlanmış, yönetilebilir

kılınmış ve daha büyük, daha güçlü bir ilçe belediyesi ortaya çıkarılmış olabilirdi. Alandaki idari parçalanma da

yarı yarıya azaltılmış olurdu. Zira belediyelerin gönüllü birleşme reflekslerinin oldukça düşük olduğu ülkemiz-

de, anılan belediyelerin Belediye Kanunu’nun 8. maddesiyle düzenlenen gönüllü birleşme yönetimini kullanarak

Kilimli Belediyesi’ne kendiliğinden katılmaları oldukça zor görünmektedir.

6360 sayılı Kanun, Zonguldak’ın büyükşehir olabilmesi için bazı önerileri de beraberinde getirmiştir. Bilindi-

ği gibi, 6360 sayılı Kanun nüfusu 750.000’i geçen illerde büyükşehir belediyesi kurulmasını sağlamış, bu kriteri

sağlayan 14 ilde büyükşehir belediyesi kurulmuştur. Zonguldak’ın nüfusu ise 600.000’in biraz üzerindedir. Göç

veren bir il olduğu da hesaba katılırsa, -eğer nüfus kriteri değişmezse- büyükşehir olması mümkün değildir. Orta-

ya atılan öneriler, Bartın’ın Zonguldak ile birleştirilmesi veya Bartın ve Karabük’ün Zonguldak ile birleştirilme-

si, böylece gerekli 750.000 nüfusa ulaşılarak Zonguldak’ın büyükşehir olması yönündedir. Ancak Bartın’ın 1991

yılında, Karabük’ün 1995 yılında Zonguldak’tan ayrılarak il olduğu unutulmamalıdır. İl statüsü kazanmış Bartın

ve Karabük’ün bu statüsünün sona erdirilmesi ve tekrar Zonguldak’a bağlanması ise olasılıklı görülmemektedir.

4. Sonuç

Çalışmada yerel yönetimler alanında ilklerin yaşandığı ve metropoliten yönetim-metropoliten planlama deneyimi

geçiren Zonguldak’ın, günümüzdeki durumuna ışık tutulması ve alanın yaşadığı sorunlara yönelik çözüm öneri-

lerinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır.

Zonguldak’ta ilkler, Zonguldak Belediyesi’nin yeni bir imar planı isteğiyle İller Bankası’na başvurmasını takiben

gerçekleşmiştir. İller Bankası, Zonguldak, Kozlu, Kilimli ve Çatalağzı Belediyelerinin bütünleşme düzeyine dik-

kat çekerek, bu belediyelerin oluşturduğu alanı Zonguldak Metropoliten Alanı olarak tanımlamış ve bu alanın

planlaması için ulusal ölçekli bir yarışma açmıştır. Yerinde kurulu örgüt tarafından yerinde planlama esasının

benimsendiği yarışmada, kurulacak bir mahalli idare birliği bünyesinde oluşturulacak planlama örgütünde çalı-

şarak planları hazırlayacak ekip seçilmiştir. Bu yarışma yöntemi ilk kez Zonguldak’ta uygulanmıştır. Sözü edilen

birlik, 1971 yılında Zonguldak, Kozlu, Kilimli ve Çatalağzı Belediyeleri’nce kurulmuş Metropoliten Zonguldak

Belediyeler Birliği’dir. Bu birlik ülkemizde, metropoliten yönetim amaçlı ilk mahalli idare birliği (Tekeli, 2009:

218), ilk anakent yönetim örneği (Keleş, 2008: 396), planlama ve planları uygulama amaçlı ilk ve tek mahalli idare

birliği (Erkin, 1999: 11) olma özelliği taşımaktadır.

Yarışmanın sonuçlanmasının ardından, seçilen ekip birlik bünyesinde çalışmalarına başlamış, metropoliten nazım

imar planları çalışmaları tamamlanmıştır. Böylece birlik, kendinden beklenen ilk adımı yerine getirmiştir. İkinci

ve daha önemli adım olan planların uygulanması ve bunu sağlayacak yatırımlar ise, gerçekleşememiştir. Alandaki

belediyeler bütüncül planlama anlayışını terk etmiş, birliğin misyonu sona ermiştir. Sonrasında belediyelerin ayrı

ayrı nazım ve uygulama imar planları yaptığı parçacı planlama anlayışı alanda hüküm sürmüştür. Belediyeler

planlama ve başka metropoliten hizmetler ile ilgili bir daha bir araya gelmemiştir. Metropoliten yönetim deneyimi

başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Bu deneyim, belediyelerin en baştan güçlü ve sağlam bir irade ortaya koyup, bunu

istikrarlı bir şekilde sürdürmedikçe benzer sonuçların ortaya çıkabileceğini göstermektedir.

Birlik 1990’lardan itibaren alanın su ihtiyacını karşılayan bir içme-kullanma suyu birliği halini almıştır. Ancak

belediyelerin katılım payı ve su bedellerini ödememeleri ve/veya geciktirmeleri nedeniyle mali krizdeki birlik, zor-

luklar içinde hizmet vermektedir. Birliğin içinde bulunduğu durum, üyeler birlikteliğe samimiyetle inanmadıkça

ve bu birlikteliği desteklemedikçe, ayrıca birliğe karşı yükümlülüklerini yerine getirmedikçe; birliklerin etkinlik ve

başarı şansının kalmadığını/azaldığını göstermektedir.

Günümüzde yüksek düzeyde idari parçalanma ve zayıf işbirliği alanın temel karakteristikleridir. Bütünleşik kent-

sel alandaki idari parçalanma düzeyi zamanla artırmış; buna karşın alandaki belediyeler arasında kurulan işbirlik-

leri oldukça zayıf kalmıştır. Her belediyenin kendi bünyesinde ve kendi imkanlarıyla hizmet ve yatırım yapmaya