Karadeniz ve Balkanların Jeopolitik Açıdan Karşılaştırılması
345
n
nin bütünsel bir yapı gösterip göstermediği, ülkenin doğal kaynakları ve fiziki coğrafya unsurlarıdır. Jeopolitiğin
zaman göre değişen unsurları ise ülkenin beşeri özellikleri, devletin siyasi, askeri ve ekonomik yapısı, bilimsel ve
teknolojik yapısı, psiko-sosyal ve kültürel yapısı ve nüfus yapısıdır. Jeopolitiğe tesir eden unsurlar sadece bun-
lar değildir: askeri kuvvetler, politik yapı, dış politikadaki tutumlar, iktisadi güç, tarihsel özellikler de jeopolitik
sonuçları etkilemektedir (Kodaman & Birsel, 2014: 50).
Jeopolitiğin coğrafi nitelikleri ülkelerin dünya üzerinde bulunduğu konum, arazisinin fiziki özellikleri, sahip
olduğu yeraltı ve yerüstü kaynakları, büyüklüğü, iklimi, denizlere olan konumu, önemli su ve karayollarına sahip
olmasıdır. Jeopolitiği oluşturan beşeri nitelikler ise toplumun nüfusu, ekonomisi, siyasi ve kültürel özelliklerinden
oluşmaktadır. Devletler iç ve dış politikalarını bu unsurların tamamının değerlendirerek şekillendirmektedir.
Jeopolitiğe, bir ulusun kendi coğrafi platformu üzerinde güç değerlendirmesi yapması, etkisi altında kaldığı o
günkü güç odaklarını, bölgedeki güçleri incelemesi ve kendi hedeflerini bunlara göre belirlemesi de denilebilir.
Jeopolitik disiplini bu açıdan bakıldığında bir devlet yönetim şeklini temsil etmektedir. Devletler yönetim süre-
cinde hareket planlarını jeopolitik konumlarına göre oluşturmaktadırlar.
Jeopolitik kavramının bir ülke siyasetinin belirlenmesinde temel işlevi; mevcut dış politikadaki durumu açıkla-
ma, geleceğe ilişkin yön verme, ülkenin gücünün nasıl kullanılacağını belirleme, milli güvenlik için yapılacakları
ortaya koymak şeklinde gerçekleşmektedir (Ulaş, 2011: 201). Jeopolitik konum bir ülkenin milli güvenlik gibi
temel dinamiklerini etkilemektedir. Jeopolitik stratejiler hangi dönemde olursa olsun milli güvenlik siyasetinin
belirlenmesinde en önemli etken olmuştur.
Devletlerin siyasi yapıları, geçmişleri ve coğrafi özellikleri birbirinden ayrılmaz bir bütün oluşturmaktadır. Coğ-
rafya tüm bunları kapsayan bir özelliğe sahiptir. Coğrafi özellikler, devletlerin diğer devletler üzerinde belli bir
güç oluşturabilmeleri için doğrudan ilişkilidir. İnsanın doğup büyüdüğü fiziki çevre nasıl bütün faaliyetlerine ege-
mense devletlerin fiziki çevreleri de onların faaliyetlerine egemendir. Devletler bu açıdan canlı bir organizmaya
benzetilebilir. Devletler gelişmek için yeni alanlara ihtiyaç duyarlar ve bunun için gerektiğinde kuvvete başvurabi-
lirler. Devlet, özellik ve yeteneklerini kendi toprağından ve bölgesinden alan coğrafi bir organizmadır. Politika ise
bu organizmanın yaşam ve faaliyetlerini sürdürmek için gerekli faaliyet ve icraatlardır. Politikada atılacak adım
ve alınacak önlemlerin başarılı olabilmesi için jeopolitik bilgilerden esinlenmesi gerekmektedir. Coğrafi faktörler
devletlerin gelişmesi ve bulunduğu çevreye hakim olmasında baş aktör olarak gözükmektedir.
Jeopolitiğin temel unsuru coğrafyadır. Coğrafya, devletlerin yaşadığı çevreyi tüm fiziki ve beşeri özellikleri ve ara-
larındaki karşılıklı ilişkileri ile tanıması demektir. Günümüzde coğrafya, gelişmiş ülkelerin, sahip oldukları geliş-
mişlik seviyelerini yakalama ve sürdürmelerinde yoğun bir şekilde yararlandıkları, sayısal model ve tekniklerin ve
bilgisayar teknolojisinin ağırlıkta kullanıldığı bir bilim dalıdır. Coğrafya günümüzde fiziki ve beşeri çevreyi, insan
merkezli olarak, aralarındaki ilişkileri dikkate alarak incelemektedir. Bu nedenle coğrafya, ulusal ve uluslararası
ticaret, pazarlama, ulaşım, sanayi, turizm, yeraltı ve yerüstü kaynaklarının işletilmesi, bölgesel kalkınma, enerji
kaynakları, jeopolitik, uluslararası ilişkiler ve daha pek çok konuda gerekli olan bilgiyi üretmekte ve bunların
ülke çıkarlarına hizmet etmesini sağlamaktadır. Coğrafyanın en önemli özelliği, olay ve nesneleri, etkisi altında
bulundukları tüm fiziki ve beşeri unsurları ile birlikte incelemesidir. Coğrafyanın bu bütünleyici yaklaşımı ile
diğer bilim dallarının teker teker ele aldıkları nesne ve olaylar, çevreleri ile olan ilişkileri dikkate alınarak, insan
merkezli olarak incelenmektedir. Coğrafya, diğer bilim dallarının üretmiş olduğu çeşitli bilgileri mümkün olabi-
lecek tüm fiziki ve beşeri etkileşimleri ile beraber inceleyerek, bu bilgilerin toplumların refah ve kalkınmalarında
kullanılmasını sağlamaktadır.
Coğrafya sayesinde ülkeler, bulundukları coğrafi konumun kendilerine sağladığı avantajların ve sahip oldukları
beşeri ve iktisadi potansiyelin farkına varır ve bunların etkin kullanımı ile elde ettikleri güçle, uluslararası siyasette
ağırlıklarını duyurabilirler. Ülkelerin dünya siyaset arenasında ekonomik ve politik olarak güçlü olmaları, mate-
matik ve özel konumlarından en üst düzeyde istifade edebilmeleriyle mümkündür. Bununla birlikte, başta yakın
komşuları olmak üzere diğer dünya ülkelerini fiziki, beşeri ve kültürel yönden çok iyi tanımak gerekmektedir.
Çevre ülkelerin nüfus yapısı, eğitim durumu, kalifiye eleman miktarı, iş gücü, işsizlik oranı, tarım, hayvancılık ve
sanayi faaliyetleri, iç ve dış ticareti, ulaşım faaliyetleri, teknolojik gelişimleri, askeri güçleri, enerji ve maden yatak-
ları, yeraltı ve yerüstü su kaynakları, turizm potansiyeli, din, dil ve kültürleri, sportif faaliyetleri, iklimi, topoğ-




