Nihat ALTUNTEPE, Fatime Gül OKTAY
n
332
Sıfır sınırlama için F-sınamaları:
MSISTH tüm gecikmeleri F(1, 5) = 46,599 [0,0010]
Maden sektörü istihdamı üzerinde (MSISTH); Maden Sektörü GSYİH Payı (MSGSYIH), Maden Sektörü Yabancı
Sermaye Girişi (MSFDI) ve Maden Sektörü İhracat Miktarı (MSIHR)etkisini ortaya koymak için yapılan VAR
analiz sonucu ortaya çıkan denklem aşağıya yazılmıştır.
MSISTH= 13966+4,73803 MSGSYIH+26311,6MSFDI+8276,51MSIHR
Yapılan analiz sonucu; %5 hata payı ile (%95 güvenle), Maden sektörü istihdam edilenler ile (MSISTH); Maden
Sektörü Yabancı Sermaye Girişi (MSFDI)ve Maden Sektörü İhracat Miktarı (MSIHR) arasında pozitif bir ilişkinin
olduğu ortaya çıkmıştır. Ancak; Maden Sektörü GSYİH Payı (MSGSYIH) ile Maden sektörü istihdam edilenler
(MSISTH) ile aralarında herhangi bir ilişkinin olmadığı görülmüştür. Yine %1 hata payı ile (%99 güvenle); Maden
sektörü istihdam edilenler ile (MSISTH); Maden sektörü istihdam edilenler (MSISTH) arasında pozitif yönlü bir
ilişkinin olduğu tespit edilmiştir.
3. Sonuç
Madencilik, ülkeye direkt döviz getirisi sağlaması, istihdam yaratması, hizmet ve yan sanayi sektörleri oluşturma-
sı, bölgesel kalkınmayı ön plana çıkarması açısından önemli bir sektördür. Aynı zamanda, madencilik, yatırımcı
için son derece riskli ve yatırım sermayesinin geri dönüş süreci uzun olan bir sektördür. Madencilik, istihdam
ağırlıklı bir sektör olup, genelde kırsal alanda faaliyet gösteren bir üretim dalı olarak, kırsal alandan kentlere
yoğun göçü önleyici bir rol üstlenir. Bütün bu özellikleriyle madencilik sektörü, sanayi ve diğer sektörlerin itici
gücü olarak, katma değeri yüksek, ekonomik kaynak oluşturan önemli bir sektör haline getirilmeli, madencilik
ülke kalkınmasında geri planda kalmaktan kurtarılmalıdır.
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de taşeronlaşma; yaygın ve planlı bir biçimde uygulamaya sokulmasının baş-
lıca amaçları arasında, çok sayıda işçinin çalıştığı işyerlerin de üretim ilişkilerinin parçalanması yer almaktadır. Bu
durumun hedefinin de işçilerin örgütlenmesinin önüne geçmek olduğu gibi taşeronlaştırma olgusunun, üretimi
ana firma ve taşeron firma olarak böldüğü ve bu bölünmenin gerek üretim ilişkilerini gerekse de işçilerin yan yana
gelmesini engellemektedir. Ülkemizde maden çalışanları emek-yoğun, mekanizasyondan uzak çalışma anlayışı
çerçevesinde çalıştırıldıklarından dolayı zaten riskli olan bu sektördeki risk oranı daha da artış göstermektedir.
Madencilik sektöründe kazaların önlenebilmesi için bilimsel ve teknik yatırımların yanı sıra, örgütlenmenin ve
sendikalaşmanın önündeki engellerin kaldırılması, çalışma yaşamı ile birlikte çalışanların sosyal ve ekonomik
yaşamlarının da iyileştirilmesi zorunludur. Ayrıca, işçi sağlığı ve iş güvenliği yatırımları teşvik edilerek desteklen-
melidir.
Yapılan analiz sonucu; %5 hata payı ile (%95 güvenle), Maden sektörü istihdam edilenler ile (MSISTH); Maden
Sektörü Yabancı Sermaye Girişi (MSFDI)ve Maden Sektörü İhracat Miktarı (MSIHR) arasında pozitif bir ilişkinin
olduğu ortaya çıkmıştır. Ancak; Maden Sektörü GSYİH Payı (MSGSYIH) ile Maden sektörü istihdam edilenler
(MSISTH) ile aralarında herhangi bir ilişkinin olmadığı görülmüştür. Yine %1 hata payı ile (%99 güvenle); Maden
sektörü istihdam edilenler ile (MSISTH); Maden sektörü istihdam edilenler (MSISTH) arasında pozitif yönlü bir
ilişkinin olduğu tespit edilmiştir.
Kaynakça
Alp, M. S., Kahraman, B., Ergin, Z., & Köse, H.(1995).
Madencilik sektörünün sanayimizdeki yeri ve özelleştirilmesi.
Türkiye H.
Madencilik Kongresi, ss.317-325.
Demir, A.
(1973). Çağdaş teknolojik gelişmeler (Sosyo ekonomik etkileri ile).
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi
Yayınları Yayın No:352.
Dış Ticaret Müsteşarlığı Raporu. (2012).
Ankara.
Ernst & Young
. Dünyada ve Türkiye’de madencilik sektörü.
http://www.fenimining.com/upload/dosyalar/m_rapor_1347711063.pdf
http://www.endustriotomasyon.com/UserFiles/AttachmentFiles/Dosya/ID_3529_tr_TR/1_Madencilik_Sektoru_Yukseliyor.




