Esra İŞBİLEN, Armağan CANAN
n
488
miştir. Söz konusu grup, 2013/05/12 seçimlerinde %7,4 oy alacak olan Volen Siderov’un liderliğini yaptığı Ataka
Partisi’dir. BBC’nin grup üyeleriyle yaptığı röportajlarda “Türkiye hükümetinin, Osmanlı İmparatorluğu’nu tek-
rar canlandırmak için yeni Osmanlıcılık politikası izlediği” ve “Bulgaristan’ın bütünlüğünü ve egemenliğini koru-
mada endişe yaşadıkları” konuları üzerinde durulmuştur.” (Esslemont, 2013/05/10). Etnik sorunlara örnek teşkil
edecek gösterilerden bir diğeri Romanlara ilişkin olup, hırsızlık yapmak üzere bir depoya giren Roman gencin
kaçmaya çalışırken Bulgargüvenlik görevlisi tarafından vurarak öldürmesiyle yaşanmıştır (Borrud & Vaksberg,
2014/03/06). Basit bir hırsız-müdafaa davasını aşması ise, davanın bir yıl kadar geç başlatılması, ardından güven-
lik görevlisinin 2.500 Euro kefaletle serbest bırakılması ile yaşanmıştır. Durumu protesto eden ve adalet isteğiyle
sokaklara dökülen Roman grupların uyarı alması, sonrasında aşırı milliyetçi ve Nazi yanlısı grupların gösteriler
düzenlemesi olayları tırmandırmıştır (Vaksberg, 2014/03/06).
Bulgaristan Yahudi Derneği’nin “Müslümanlar, Yahudiler, eşcinsel toplulukları ve göçmenlerin nefretin hede-
fi olduğunu” ifade etmesi, Sofya Üniversitesi Sosyoloji Bölümü araştırma sonuçlarının komşuluk ilişkilerinde
de etnisiteye yönelik eğilime işaret etmesi, Avrupa Birliği Komisyonu tarafından Bulgaristan’ın yakın takipte
tutulması ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) intikal eden vaka sayısının artışı dikkat çekicidir
1
.
Protestolara neden olan başka bir konu yolsuzluktur. Bulgaristan’da hükûmeti oluşturan partilerden biri olan
Hak ve Özgürlükler Hareketi Partisi’nin (HÖH) Genel Başkan Yardımcısı ve Parlamento Başkan Yardımcısı olan
Hristo Biserov kara para aklama ve vergi kaçırma ile suçlanmaktadır. Biserov’un, büyük miktarda dövizi kıyı ban-
kacılığı yapılan bölgelere transferler ettiğini kanıtlayan finansal raporun Sofya Şehir Savcılığı’na gönderilmesiyle
Kasım 2013’te soruşturma başlatılmıştır (Sofia Globe, 2012/12/17). 08/11/2013 tarihli meclis oturumunda Hristo
Biserov’un milletvekilliği oy çokluğu
2
ile sonlandırılmıştır (Zaman, 2013/11/08).
Yukarıda açıklanan gelişmelerden sonra, BaşbakanOresharski’nin, medya baronuDelyanPeevski’yi Ulusal Güven-
lik Dairesi başkanlığına atamasının ardından sokak gösterileri başlamış, ana muhalefet partisi Parlamento’yu
boykot etmiştir. 14 Haziran 2013’te başlayan eylemler, yılsonuna kadar devam etmiştir. Peevski bir medya pat-
ronudur ve çoğunluğunu Türkler’in oluşturduğu, koalisyonun küçük ortaklarından Hak ve Özgürlükler Hare-
keti tarafından aday gösterilmiştir. Şubat ayında ısınma masraflarıyla ilgili olarak başlayan eylemler ise, zaman
içinde evrilmiş ve içerdiği anlam genişleyerek yönetici seçkinlere karşı tepki dalgasına dönüşmüştür. Başka bir
deyişle, konu yalnızca ekonomik bir sorun olmanın ötesine geçmiştir. Eylemlerin başlangıcı ve ulaştığı nokta
arasındaki eylemci profiline bakıldığında, bir değişimden bahsetmek mümkündür. Şubat ayında sokağa çıkanlar
daha yoksul ve umutsuz iken haziran sürecindeki kitlenin koşullarının daha iyi olduğunu ortaya koyan çalışmalar
vardır. Şubat eylemlerine altı kişinin ölümüne yol açan kendini yakma eylemleri damgasını vurmuşken, haziran
eylemleri mizah ile anılmaktadır. Sosyal medyada beyin fırtınaları yaratıp belirli eylemler yapan, hükûmetle alay
eden, kendilerine sempatiyle yaklaşan yabancı elçilere teşekkür eden bir eylemci kitlesi söz konusudur (Thorpe,
2013/07/17). Eylemlere ülkenin en büyük üniversitesi Sofia Üniversitesi dahil olmak
üzere, 15 farklı üniversiteden öğrenciler destek vermiş, öğretim üyeleri ile birlikte yapılan açıklamalarda “ahlakî
devrim” çağrısında bulunulmuştur.
Sonuç olarak, Bulgaristan’ın içinde bulunduğu durumu etnik, yoksulluk ve yolsuzluk sorunları çerçevesinde
değerlendirmeli ve sokaktaki halkın çıkış noktası olarak gördüğü çözüme dikkat edilmelidir : “İşadamlarının siya-
setten uzaklaştırılmasını öngören bir ahlak yasası, iktidardakilerle halk arasındaki uçurumu daraltabilir.” (BBC,
2013/11/14).
4. Hırvatistan
Hırvatistan, Yugoslavya’dan ayrılarak 1991’de bağımsızlığını ilan eden ve büyük bir değişim sürecini yaşayan
ülkelerden biridir. Değişim süreci oldukça sancılı geçmekte olup, yaşlanan nüfus, artan işsizlik ve bölgedeki genel
sorunlardan biri olan yolsuzluk soruşturmaları ile mücadele eden bir profil çizmektedir. Ülkede işsizlik artmakta-
1 2008 yılında AİHM’e intikal eden vaka sayısı 890 adet olup, 2013 sayısı 1209’dur. Başvuru sayısı nüfus oranına göre değerlendirildiğinde
oran 1.16’dan 1.66’ya ulaşmıştır. Hem başvuru sayısı hem de oransal bakımdan AİHM’e intikal eden olay sayısındaki artış dikkat çekicidir.
http://www.inhak.adalet.gov.tr/istatistikler/2013ist/8.pdf
2 Oylamaya toplam 171 milletvekili katılırken, 138 milletvekili ‘evet’ oyu, 10 milletvekili ‘red’, 23 milletvekili ise çekimser oy kullanmıştır.




