Osmanlı Devleti’nde Uluslararası Bir Fuar: Uzuncaabad-I Hasköy Panayırı’nın 1769 İle 1816 Yıllarına Ait Gümrük Gelirleri
355
n
Osmanlılarda fethettikleri Anadolu ve Rumeli topraklarında önceden var olanları sürdürdükleri gibi yeni pana-
yırlar da ihdas etmişlerdir. Klasik dönemde panayırlar daha çok Rumili taraflarında yoğunlaşmıştır. Bu panayırlar
fetih öncesinden var olduğu gibi 18. ve 19. yüzyılda ticaretin canlanmasıyla birlikte yeni panayırlar kurulmuştur.
Osmanlı Devleti yeni kurulacak olan bir panayırın açılış ve kapanış tarihinin diğer panayır tarihleriyle çakışma-
ması üzerinde durmaktaydı (Şen, 1996:18). Osmanlı Devleti’nde panayırlarla merkezi yönetim ilgileniyordu. Tüc-
carların rahatça gidiş ve gelişlerini, mallarının muhafazasını üstlenmişti. Bunun için panayır bölgesinin amirleri
asayişten bizzat sorumluydular (Güçer, 1987:47). Bununla birlikte panayırlarla ilgili en önemli sorun ise altya-
pının hazırlanmasıydı. Panayırların bazılarında panayır hanı ve dükkanlar inşa edilirken bazılarında ise ihtiyacı
giderecek geçici mekanlar inşa edilmiştir.
Panayırlara getirilen mallardan vergi tahsil edilmesi amacıyla panayır gümrükleri ihdas edilmiştir. Panayırların
ilk kuruluşlarında emanet yönetimiyle idare edilen panayır gümrükleri, ileriki yıllarda iltizam yöntemi ile idare
edilmiştir. Panayırlardan; panayır resmi, avaid resmi, gümrük rüsumu, bac vergisi, damga, ihtisab ve kantar vezni
rüsumu, ruhsatiyye resmi, duhan resmi ve cizye rüsumatları toplanılmaktaydı (Şen, 1996:13-20).
Panayıra çeşitli bölgelerden gelecek olan tüccar ve esnafa rahatça ticaretini yapabilmesi içi seyahat ve gümrük
tezkireleri verilmekteydi.
Osmanlı panayırları sosyal ve ticari anlamda ikiye ayrılmaktaydı. Sosyal organizasyon yönü olan panayırlar devlet
içerisinde yaşayan cemaatler tarafından kurulup, dini törenlerin veyahut eğlence düşüncesinin ağır bastığı anla-
şılmaktadır. Bu panayırlara örnek olarak; Beyoğlu-Tatavla, Balıklı, Kozlu, Yuhud Burgazı, Alemdağı, Kuzguncuk,
Arnavutköy, Tarabya, Tekirdağ-Tefâver panayırları verilebilir (Şen, 1996:20).
Ticari panayırları ise bölgesel (ulusal) ve uluslararası panayır olarak ikiye ayırmak mümkündür. Anadolu’da
kurulan panayırlar yoğunlukla bölgesel nitelik taşırken, Rumeli’nde kurulan panayırlar ise uluslararası bir nitelik
taşıyordu (Şen, 1996:11).
Anadolu’da kurulan panayırlara örnek olarak; Ankara-Yapraklı, Zile, Amasya, İzmir-Buca, Balıkesir, Çan ve
Gönen verilebilir. Bunlar içerisinde Balıkesir’de kurulan panayıra Anadolu’nun diğer bölgelerinden katılım
bulunmaktaydı.
Rumeli’nde kurulanlara; Uzuncaabad-ı Hasköy, İslimye, Petriç, Şehirköy (Şarköy), Siroz, Selanik-Luka, Nevrekop,
Piriştine, Vudine, Şumnu, Mavrova, Dolyan, Alasonya, Filibe-Maraş, Serfiçe, Silivri ve Tekirdağ panayırlara örnek
verilebilir. Bu panayırlar aktif ve önemli ticaret merkezleriydi. Uzuncaabad-ı Hasköy, İslimye, Silivri, Petriç ve
Siroz panayırları yerli ve yabancı tüccarın katılımı büyük ölçekli ve uzak bölgelerini de içine alan ticaret merkez-
leriydi (Güçer,1987:44). Uzuncaabad-ı Hasköy panayırı ise Rumeli’nin en hacimli panayırıydı (Küpeli, 1999:492).
2. Uzuncaabad-ı Hasköy Panayırı
Uzuncaabad-ı Hasköy 14. yüzyılda Osmanlı egemenliğine girmiştir. Bulgarların 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı son-
rasında bağımsızlığını kazanmasıyla Osmanlı egemenliğinden çıkmıştır. Uzuncaabad-ı Hasköy bugün Bulgaris-
tan sınırları içerisinde Haskova ismiyle yer almakta ve Kapıkule Sınır Kapısı’na 80 km. uzaklıkta bulunmaktadır.
Hasköy coğrafi konum olarak orta kol olarak nitelenen İstanbul-Belgrad güzergâhındaki menzillerden birisidir
(Halaçoğlu, 2002:106). Hasköy kazanın, Uzuncaabad ise kaza merkezinin adıdır.
18. Yüzyılda Balkanlar Avrupa ticaretinin içine girmeye başlamasıyla birlikte bu bölgelerde ekonomik olarak bir
canlanma meydana geldi. Devamında yerli ve yabancı tüccarların buluştuğu panayırlar vücuda gelmeye başladı.
Bunlardan birisi ve en önemlisi de Uzuncaabad-ı Hasköy panayırıdır. Panayırın gümrük gelirlerini gösteren ilk
defter 1768 yılına aittir.




