Türkiye’de Cari Açık ve Dış Borç Arasındaki Nedensellik İlişkisinin Analizi
101
n
Türkiye ise 1980’li yıllardan itibaren başladığı uluslararası piyasalarla entegrasyon sürecini 1989 yılında çıkarı-
lan 32 Sayılı Karar ile tamamlamış, bu kararla birlikte uluslararası sermaye hareketlerinin önündeki engelleri de
büyük ölçüde kaldırmıştır. 1990’lı yıllarda ise Meksika, Brezilya, Arjantin ve Doğu Asya ülkeleriyle birlikte diğer
gelişmekte olan ülkelere paralel biçimde Türkiye de sürekli cari açıklar vermiş ve yüksek sermaye girişleri gözlem-
lenmiştir (Babaoğlu, 2005).
Özellikle 1990 sonrası süreçte, artan cari açıklarla birlikte bu açıkların finansmanı problemi akademik çevrelerce
ilgi ve tartışma konusu olmuştur. Dünya ekonomisinde kriz yılları olarak anılan bu zaman diliminde gözlemlenen
yüksek cari açıkların bir kriz sinyali olarak kabul edilip edilmeyeceği tartışmaları, beraberinde cari açığın finans-
manı ve sürdürülebilirliği konularını da gündeme getirmiştir. Genel olarak yüksek cari açık yaşayan ülkelerin
ekonomilerinin daha kırılgan olduğu yönündeki görüş kabul görmüş ve cari açığın sürdürülebilirliği ya da finans-
manı olarak adlandırılan olgunun önemi politik ve akademik çevrelerin önem verdiği bir konu haline gelmiştir
(Saçık & Alagöz, 2010:113).
Cari açığın sürdürülebilirliği, finansmanıyla doğrudan alakalıdır. Cari açıkların finansmanı ödemeler bilanço-
sunda doğrudan yabancı yatırım, portföy yatırımı, kısa vadeli sermaye girişleri ve diğer yatırımlar kalemlerinin
yer aldığı sermaye hesabından karşılanmaktadır. Bu kalemleri borç yaratan ve borç yaratmayan kalemler olarak
ikiye ayırmak gerekirse; dış borç yaratmayan kısım doğrudan yabancı yatırımlar ve portföy yatırımlarının hisse
senedi alt kaleminden oluşmaktayken; borç yaratan kısım ise portföy yatırımlarının borç senetleri alt kalemi ve
diğer yatırımlardan ibarettir (Saçık & Alagöz, 2010:114). Cari açıkların borç yaratmayan dış kaynaklarca finanse
ediliyorsa sürdürülebilir, borç yaratan dış kaynaklar yardımıyla finanse ediliyorsa daha az sürdürülebilir bir yapı-
ya sahip olduğu kabul edilir.
Cari açık, finansmanında kullanılan kaynaklar bakımından dış borç yaratma potansiyeli taşıyan bir olgu olduğun-
dan cari açık ve dış borç ilişkisi ülke ekonomisi için önem arz etmektedir. Cari açıklarını dış borçlanmayla finanse
eden ülkeler kısa vadede ulaştıkları döviz rezervleriyle finansman sorununu erteleyebilmekte, ancak özellikle kısa
vadeli spekülatif para hareketlerinin etkisiyle istikrar problemleri yaşamakta, dış borç anapara ve faiz ödemeleri
ülke ekonomisi üzerinde olumsuz etkiler yaratmaktadır.
Bu çalışmanın amacı, son dönemlerde Türkiye’nin en önemli makroekonomik sorunları arasında yer alan cari
açık ile dış borç arasındaki nedensellik ilişkisini ampirik olarak ortaya koymaktır. Türkiye’nin dışa açılmaya baş-
ladığı tarih olan 1980 ile 2013 yılları arasındaki verilerin kullanıldığı çalışmada analiz yöntemi olarak Granger
nedensellik analizi tercih edilmiştir.
İki bölümden oluşan çalışmanın ilk bölümünde cari açık-dış borç ilişkisi teorik olarak ortaya konulmuştur. İkin-
ci bölüm olan ampirik analiz bölümünde ise, 1980-2013 dönemi için Türkiye’de cari açık ve dış borç arasında
nedensellik ilişkisinin olup olmadığı ve yönü araştırılmaktadır.
2. Cari Açık-Dış Borç İlişkisine Teorik Yaklaşım
Son yıllarda gelişmekte olan ülkelerde ve ülkemizde en çok tartışılan konuların başında cari açık sorunu gelmek-
tedir. Cari açık sorununun Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde bu kadar çok tartışılır olmasının sebebi ise, cari
açığın meydana gelebilecek finansal veya döviz kaynaklı krizlere zemin hazırlaması ve sonrasında krizlerin etkisi-
nin daha şiddetli olmasına yol açmasıdır. Bu sorunun önemli bir şekilde ele alınması gerekmektedir.
Cari açık sorununu daha iyi ele alabilmek için, ödemeler bilançosundan ve bilançoda yer alan bir hesap olan cari
işlemler hesabından bahsetmek gerekir. Bir ülkede bir yıldan fazla süre ikamet eden bireylerin, kurumların ve aynı
zamanda hükümetlerin dış alemle belirli bir dönemde (yılda) gerçekleştirdikleri iktisadi işlemlerin kaydedildiği
tabloya ödemeler bilançosu denir. Ödemeler bilançosunda bir ülkenin diğer ülkelerle bir yılda gerçekleştirdiği
mal, hizmet, transfer ve varlık işlemleri yer almaktadır. Ödemeler bilançosu şu dört ana kısımdan oluşmaktadır:
• Cari Hesap
• Sermaye Hesabı
• Resmi Rezerv İşlemleri Hesabı
• Net Hata ve Noksan Hesabı




