Ekonomik Kriz Döneminde Yunanistan’ın Savunma Harcamaları Üzerine Bir Değerlendirme
363
n
çalışma da daha önce de ifade edildiği üzere NATO gibi uluslararası güvenlik örgütüne üyelik ve burada aktif
olmaya çalışmak Yunanistan’ın kendi ulusal güvenliği için bir nevi “koruma şemsiyesi” anlamını taşımaktadır. AB
üyesi olarak Yunanistan Türkiye’nin adaylık statüsünü desteklemekte ancak bilindiği üzere tam üyelik için ikili
ilişkilerde kronikleşmiş sorunların çözümünü bir ön koşul haline getirmeye çalışmaktadır. Kısacası Türkiye’nin
yeri Yunan devleti ve Yunan halkı için ayrı bir öneme sahiptir. Yunanlı siyaset uygulayıcılar ve siyasiler için Tür-
kiye her zaman öncelikli bir konu, bir “tehdit” aynı zamanda “rakip” olmuştur.
Öte yandan Soğuk Savaş Sonrası uluslararası sistemin koşullarına ve aynı zamanda gerçeklerine kendisini 1990’ların
ikinci yarısı itibarıyla adapte etmeye başlayan Yunanistan, uluslararası ortamda zedelenen imajını düzeltmeye ve
benimsemiş olduğu içe kapanık tutumundan sıyrılmaya çalışmıştır. Bölgesel gelişmelere daha aktif bir politika
izlemeye başlamış ve üyesi olduğu örgütlerin misyonlarında çeşitli şekillerde yer almaya başlamıştır. Bu bağlamda
örneğin Somali (UNISOM I), Bosna-Hersek (SFOR-IFOR), Arnavutluk (ALBA Operasyonu), Kosova (KFOR),
Afganistan (ISAF) Makedonya (Essential Harvest/Amber Fox), EULEX (Kosova) gibi birçok BM Barış Güçlerinde,
AB Polis Güçlerinde ve NATO Operasyonlarında yer almıştır (Ντόκος, 2007:34). Ancak ekonomik kriz nedeniyle
Yunanistan Genelkurmay Başkanlığı’nın resmi internet sayfasında yer alınan veriler doğrultusunda, Yunanistan
2011 yılından itibaren Yunanistan anılan görevlerde ve diğerlerinde, personel sayısını azaltmış, bazılarında ise
görevini tamamlayarak katılımını sonlandırmıştır
(http://www.geetha.mil.gr/index.asp?a_id=2750).
Yunanlıların sık sık atıf yaptığı ülkenin coğrafi konumunu nedeniyle Yunanistan aynı zamanda Asya ve Afrika
kaynaklı yasadışı göçün Avrupa’ya çıkış güzergahı konumundadır. Türkiye ile sınırında bu bağlamda AB Muhafız
Gücü FRONTEX Kasım 2011 tarihi itibarıyla görev yapmaktadır
(http://www.turkishgreeknews.org/tr/frontex-bugun-meric-sinirinda-goreve-basliyor-4137.html). Yunanistan sadece yasadışı göçün değil aynı zamanda uyuş-
turucu, kara para, uluslararası suç örgütlerinin de geçiş yolu olarak kullanılmakta ve dolayısıyla ülke için güvenlik
kaygısı oluşturmaktadır. Uluslararası terörizm ile mücadele de Yunanistan için önemli bir unsur olarak değerlen-
dirilmekte ve güncel güvenlik kaygıları içinde yer almaktadır (Ντόκος, 2007:35-36).
Yunanistan’ın güncel güvenlik kaygıları arasında değerlendirilebilecek bir diğer konu da enerji konusudur. Hatta
son yıllarda Yunanistan’ın enerji koridorlarındaki rolünün önemine atıf yapılmakta ve Yunanlı siyasiler, akade-
misyenler, Yunanistan’ın enerji üretimi ve enerji aktarımı konusunda bir “köprü ülke” olabileceği konusunda
açıklamalarda bulunmaktadırlar. 2001-2011 yılları arasında Yunanistan’ın petrol, doğal gaz ve kömür ithalinin
ortalama %70 düzeyinde artmış olması bu alanda eylem planlarının ve politikaların geliştirilmesinin göstergesi
olmuştur (Σταμπολής κ.α., 2013:3).
Ayrıca son yıllarda Türkiye-İsrail ilişkilerinin giderek kötüleşmesi ve Akdeniz’de Güney Kıbrıs Rum Yönetimi
ve İsrail’in enerji alanında işbirliğine gitmesi, Yunanistan’ın da bu işbirliğinin bir parçası olması, enerji koridor-
larının kilit ülkesi olan ve “ezeli” rakibi Türkiye karşı Yunanistan için bir fırsat olmuştur (Stavris, 2012:95-96).
Özellikle Burgaz-Dedeağaç Petrol Boru Hattı ve Trans-Adriyatik Boru Hattı Yunanistan’ın “enerji köprüsü ülke”
politikası için iki önemli araç olarak görülmektedir. Çünkü enerji köprüsü olan bir ülke diğer ülkelerin enerji
güvenliği açısından kilit ülke olarak algılanmakta ve jeopolitik önemi artmaktadır (Προέδρου, 2009:17). Anla-
şılacağı üzere Yunanistan güncel güvenlik kaygıları ve güvenlik politikalarının temelinde yine Türkiye faktörü
bulunmaktadır.
4. Ekonomik Kriz Döneminde Yunanistan’ın Savunma Harcamaları
ABD’nin Atina’da görev yapmış olan Büyükelçi’lerinden biri olan Montagle Stearns “Güvenlik alanında Yunan
paradoksu Yunanistan’ın askeri performansı ile askeri potansiyeli arasında değil, askeri performansı ile diplo-
matik ve iktisadi potansiyeli arasındadır” demektedir (Stearns, 1999:77). Burada ifade edilmeye çalışılan nokta
Yunanistan’ın kendi ulusal savunmasını sağlamak maksadıyla özellikle Türkiye ile girdiği silahlanma “yarışının”
ülkenin ekonomik potansiyeli ile doğru orantılı olmadığıdır. ABD’ni Eski Atina Büyükelçisi bu yorumu yaptığı
dönem 1990’ların sonlarına tekabül etmekteydi ve Yunanistan’ın savunma bütçesinin ihtiyaç duyduğundan çok
daha fazla olduğunu konusu yavaş yavaş tartışılmaya başlanmıştı.
Yunanistan, özellikle Soğuk Savaş sonrası Avrupa Birliği’nin iktisadi hedeflerine, Ortak Para Birimi Avro’ya geç-
mek için mücadele eden bir devlet olarak, savunmaya ekonomisinin kaldırabileceğinden daha fazla para harcayan




