Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı ve Türk Dış Ticaretine Yansımaları
241
n
Tablo 3:
Türkiye’nin KEİ Üyeleriyle Toplam Ticaret Hacmi (Milyon $)
Yıllar
2008
2009
2010
2011
2012 2013 (Ocak- Mart)
İhracat
20867,28 12338,48 14456,16 17767,75 18798,30
4634,11
İthalat
45630,74 28298,05 33589,69 39896,46 42800,51
10488,59
Ticaret Hacmi
66498,01 40636,53 48045,84 57664,20 61598,81
15122,70
Ticaret Hacmindeki Payı (%)
%19,91 %16,71 %16,04 %15,34 %15,83
%15,78
Kaynak:
Ekonomi Bakanlığı,
http://www.ekonomi.gov.tr4. Düşük Ticaret Hacminin Nedenleri ve KEİ’de Yaşanan Sorunlar
Karadeniz Bölgesinde yer alan ülkeler Doğu Bloğuna bağlı olup sosyalist ekonomik modele göre şekillenmişlerdi.
Ekonomik yapıları ve ticari bağlantıları sosyalist bloğun gereksinimlerine cevap verecek şekilde tasarlanmıştı.
Sosyalist blok dağılınca iktisadi yapılarında ve ticari bağlantılarında çökmeler görüldü. Buna ilaveten birden kar-
şılarına çıkan dış rekabete direnemeyen yerel endüstriler iflas etti. Büyük bir ekonomik krize sürüklenerek milli
gelirlerinde %40-80 arasında değişen oranlarda kayıplar verdiler ve telafisi uzun yıllara yayılacak bir darboğaza
sürüklendiler. (Astrov, Havlik, 2008:125).
KEİ üyesi ülkeler geçiş ekonomileri niteliğinde olup, temel ekonomik sorunlarını büyük ölçüde çözememiş ülke-
lerdir. Düşük milli gelir seviyelerine sahiptirler, büyüme, istihdam, bütçe açıkları, yüksek kamu borçları ve üretim
sorunları yaşamaktadırlar. Sovyetler Birliği döneminde doğu blokunda yer alanlar piyasa ekonomisinin kurumsal
altyapısını tam olarak oluşturamamışlardır. Ekonomik ve finansal liberalleşme, hukukun üstünlüğü, kayıt dışı
ekonomi vb. sorunları devam etmektedir (Black Sea Trade & Development Bank, Annual Report, 2012).
Ayrıca bölge ülkeleri içindeki iç çatışmalar ve siyasi istikrarsızlıklar ile bölge ülkeleri arasındaki savaşlar da böl-
ge ekonomilerinin güçsüz kalmasında önemli ölçüde etkili olmuştur. Azerbaycan-Ermenistan savaşı, Rusya’nın
Çeçenistan, Abhazya, Karabağ vb. çatışmalarda taraf olması, Gürcistan-Rusya savaşı bölge içi istikrarsızlığın önde
gelen nedenleri arasında yer almıştır. Azerbaycan, Moldova ve Gürcistan’ın hâlihazırda toprak bütünlüğü de yok-
tur. (Yılmaz, 2007:47,48).
Bölge ülkeleri ABD ve Avrupa Birliği ile Rusya Federasyonu’nun Karadeniz coğrafyası üzerinde yaptıkları nüfuz
mücadelelerinden önemli ölçüde etkilenmişlerdir. Rusya dağılan SSCB’nin hayat alanını (lebensraum) korumak
istemektedir. KEİ’in içinde yer alarak bu yapıyı kontrol etmeyi tercih etmiş, örgüt üzerinden AB, ABD ve NATO
etkisinin Karadeniz bölgesine nüfuzunu engellemeyi düşünmüştür (Bocutoğlu, 2013:3-5) AB Romanya’yı ve
Bulgaristan’ı bünyesine alarak Rusya’yı sınırlandırmaya çalışmıştır. Gürcistan ve Ukrayna’nın batı kampına çekil-
mesinin yanı sıra Karadeniz’e kıyıdaş olmayıp geniş Karadeniz havzası içindeki ülkelerin de Rusya ile mesafeli
bir ilişki içinde olmaları stratejisi yürütülmektedir (Kasım, 2008:178). Bunun neticesinde Rusya 2008’de Güney
Osetya ve Abhazya dolayısıyla Gürcistan’a savaş açmış, 2014 yılında da Kırım’ı işgal ederek Ukrayna ile çatışma
sürecine girmiştir.
Türkiye kurulmasında öncülük ettiği KEİ’in içinde yeterince aktif olamamıştır. Bunda Türkiye’nin Avrupa
Birliğine giriş sürecinde olması ve Rusya’nın içinde bulunduğu KEİ’in Avrupa Birliği ve Batı Bloğu ile olan reka-
beti etkili olmuştur. Nitekim AB çevre, ulaşım ve enerji konularında bölgeye ilişkin pek çok girişime KEİ dışında
destek vermiştir. KEİ, AB’ye gözlemci ya da tam üye olarak örgüte girmesi için davette bulunmuş ancak AB bu
davete temkinli ve mesafeli yaklaşmıştır. Bunda KEİ üyesi ülkelerin bölge sorunlarını işbirliği ile çözmede samimi
olmamaları da etkili olmuştur (Oktay, 2006:163). Nitekim üye ülkeler arasında da bunu kanıtlayacak olan davra-
nışlar da görülmüştür. Örneğin Yunanistan’ın KEİ Ticaret ve Kalkınma Bankasının merkezinin Atina’da kurul-
ması çabaları İstanbul’daki KEİ Sekretaryasını işlevsizleştirme ve KEİ’nin merkezini Yunanistan’a taşıma çabaları
olarak algılanmıştır (Elekdağ, 1997). Yine Bulgaristan ve Romanya’nın Demokratik Seçenekler Topluluğu adlı
yapıyı kurması Rusya ve Türkiye’nin bölgedeki etkinliğini zayıflatmak amacıyla ABD’yi bölgeye çekmek olarak
görülmüştür (Kasım, 2008:176).




