Previous Page  208 / 514 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 208 / 514 Next Page
Page Background

Enerji Talebinde Hes’ler ve Hanehalkının Hes’lere Yöneliktutum ve Davranışları: Doğu Karadeniz Örneği

197

n

Tablo 8:

Bireylerin HES’lerle ilgili bilgi düzeyi

Artvin Rize Ordu

Can suyunu konusunda bilgi sahibi (%)

53 (26) 44 (35) 30 (34)

HES’in can suyunu öldürmeden yapılabileceği bilgisi var (%)

20 (40) 41 (40) 20 (41)

HES konusunda kurumlar ya da yapan firma tarafından bilgilendirme

yapılmış (%)

10 (25) 24 (19) 27 (42)

ÇED raporunu konusunda bilgi sahibi (%)

18 (31) 20 (26) 24 (38)

Not:

Parantez içinde kısmen yanıtını veren bireylerin oranı verilmiştir.

4. Sonuç

Ekonomilerin gelişmesi ve elektrik enerjisine olan ihtiyaç birbirine paralel bir süreç izlemektedir. Türkiye’de de

hem sanayi anlamında hem de hane halkının yaşam standardının yükselmesi ile beraber elektrik enerjisine olan

ihtiyaçta gün be gün artmaktadır. Bu enerji ihtiyacının karşılanmasında Türkiye ithalat aracını kullandığı gibi

yerel kaynaklardan da maksimum düzeyde yararlanma gayreti içerisindedir. Bu kaynaklardan biri de yağışların

büyük çoğunluğunun yüzey akışına geçtiği Türkiye’de hidroelektrik enerji üretim potansiyelidir. Doğu Karadeniz

Bölgesi diğer bölgelere göre daha düzenli akım gerçekleşmekte ve coğrafik özellikleri nedeniyle küçük HES’lere

oldukça uygun görüldüğü saptanmıştır (Gürer &Törk, 1990: 31). 2000’li yıllardan itibaren bu süreç hızlanmış ve

bölgede birçok HES projesi bir kısmı planlama yahut inşaat aşamasında ve bir kısmı da işletme faaliyetlerine baş-

lamış olarak bu sürece dâhil olmuşlardır.

Bu araştırmada öncelikle HES ile Türkiye’deki yasal mevzuattan bahsedilmiş ve daha sonra ise bölgede yaşayan

hane halkının konu hakkındaki tutumları, duyarlılığı ve bilgisini ölçmek amacıyla bir alan araştırması yapılmıştır.

HES ile ilgili yasal mevzuatta nehirlerin can suyunun belirlenmesinde bilimsel ilkelere uyulmadığı görülmektedir.

Nehirlerin kendi özellikleri ve mevsimsel değişkenlikler çerçevesinde can suyu miktarı belirlenmediği gibi can

suyu bırakımının kontrol etme mekanizmasının işletilememesi önemli bir yasal eksikliktir.

Araştırmamızın ikinci bölümünde ise bölgede yaşayan hane halkının konu hakkındaki tutumları, duyarlılığı ve

bilgisini ölçmek amacıyla bir alan araştırması verileri incelenmiştir. Alan çalışması Artvin Borçka, Rize İkizde-

re ve Ordu İkizce ilçelerinde yürütülmüştür. Görüşülen hane halkının bölgedeki akarsulardan çoğunlukla içme

suyu, tarımsal sulama ve balık avlamak amacıyla yararlandıkları tespit edilmiştir. Bu üç bölgede verilen yanıtların

oldukça benzerlik taşıdığı gözlenmiştir. Ön plana çıkan sonuçlar incelendiğinde, bireylerin Türkiye’nin elektrik

enerjisi açığı olduğunda hem fikir oldukları ancak bölgedeki akarsular yok olduğunda var olan bitki örtüsünün

etkileneceği ve HES inşaatlarının çevreye zarar vereceği konusunda benzer endişeleri taşıdıkları gözlenmektedir.

Bunun yanı sıra HES yapan firmaların yeterli çevre bilinci ile hareket etmedikleri ve ÇED raporları yeterliliği

konusunda bireylerin güveninin az olduğu sonuçları da ortaya konulmuştur.

Ayrıca bölgede yaşayan halkın yörelerinde bulunan akarsuların elektrik enerjisi üretiminde kullanılmasını konu-

sunda istekli olmadıkları gözlenmiştir. Görüşülen bireylerin %45-50’sinin yöredeki sularının elektrik üretiminde

kullanılması taraftarı olmadıkları tespit edilmiştir. Önemli bir grup HES yerine diğer yenilenebilir enerji kaynak-

larına (rüzgâr, güneş enerjisi gibi) yönelmeyi doğru bulmaktadır. Bu süreç içerisinde önemli iki konu olan can

suyu ve ÇED raporları ile ilgili bilgi düzeyleri sorulmuştur. Çoğunluğun bu konulardan kısmen de olsa haberdar

oldukları gözlenmiştir. Ayrıca devlet kurumları ve HES projesini gerçekleştiren firma tarafından bölgedeki halka

yeterli bilgilendirmenin yapılmadığı da tespit edilmiştir.

Bölgede yaşayan halkın gözlemlediği HES inşaatları ve işletme sürecinde yaşanan olumsuzluklar ise ormanların

bozulması, doğanın zarar görmesi, çevrenin kirlenmesi beraberinde insan hayatının olumsuz etkilenmesi, yolların

tahrip olması, nehirlerin kapatılması, tarımsal verimin azalması, tarımsal alanların yok olması olarak belirtil-

miştir. HES’lerin bölgeye olası katkıları ise elektrik üretimindeki ve istihdam olanaklarındaki artış, HES yapan

firmanın kendine sağlayacağı kâr ve bölgede sulama imkânlarının sağlanması olarak düşünülmüştür.