Previous Page  393 / 514 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 393 / 514 Next Page
Page Background

Ali KONAK, Gökhan OFLUOĞLU

n

382

yarışta ön sıralarda yer almak ise ülkelerin diğer ülkeler ile gerçekleştirecekleri rekabette elde edecekleri üstün-

lüklere bağlıdır. Rekabette üstünlük elde etmek ve ülke kalkınmasını gerçekleştirmek ise özellikle gelişmekte

olan ülkelerde ağırlıklı olarak yabancı sermayenin ülkeye çekilmesine ve bu sayede ülke üretiminin, ihracatının

ve GSMH’sının artırılmasına bağlıdır. Bu çalışmada öncelikle Dünya Ekonomik Forumu tarafından hazırlanan

Küresel Rekabet Endeks Raporlarında yer alan Küresel Rekabetçilik Endeksi, Temel Gereksinimler, Verimlilik

Arttırıcı Faktörler ile İnovasyon ve Gelişmişlik Faktörleri incelenmiş ve 2008-2009 döneminden 2013-2014 döne-

mine kadar geçen süreçte gelişmekte olan ülkeler grubunda yer alan Balkan Ülkelerini mevcut rekabet güçlerinin

anlaşılabilmesi için, dönemler itibariyle dünya ülkeleri içerisindeki sıralamalarına yer verilmektedir. Çalışmanın

devamında her bir balkan ülkesi açısından iş hayatında yabancı yatırımların ülkeye çekilmesinde en çok sorun

teşkil eden 8 faktör ortaya konulmakta ve son olarak 2013-2014 raporu doğrultusunda Balkan ülkelerinin iş haya-

tındaki mevcut sorunları üzerinde durulmaktadır.

Sosyal, siyasal ve ekonomik açıdan çok önemli bir kavram haline gelmiş olan Rekabet kavramını, kıt olan bir şeyi

elde etmek amacıyla daha önceden belirlenmiş kurallar çerçevesinde rakipler arasında gerçekleştirilen bir yarış

olarak tanımlamak mümkündür. Benzer şekilde Türkkan (2009:11) da rekabeti, yasal bir hedefe ulaşılabilmek

amacıyla, taraflar için eşit yarışma koşullarının sağlandığı bir ortamda, gerekli şartlara sahip olan rakiplerin katı-

lımına açık ve daha önceden belirlenmiş kurallara göre yapılan bir yarış olarak tanımlamaktadır. Günümüzde

iletişim ve ulaşım teknolojisindeki hızlı gelişmeler, ülkeler arasındaki ekonomik sınırların ortaya kalmasında çok

önemli rol oynamakta ve küresel rekabet kavramını gündeme getirmektedir. Albayrak ve Erkut (2010:138), özel-

likle 1970’lerden sonra teknolojik alt yapıda meydana gelen gelişmeler sayesinde sermaye ve üretim faktörlerinin

ülkeler arasında çok hızlı bir şekilde hareket edebilme olanağına kavuştuğunu, bunun sonucunda gerek ülkesel

ölçekte gerekse de bölgesel ölçekte rekabetin önemli oranda hızlandığını ve bu sürecin küresel ölçekte bir rekabet

olgusunu ortaya çıkardığını ifade etmektedir.

Küresel rekabet konusunda çalışmalar yapan önemli kurumlardan biri olan ve her yıl düzenli olarak Küresel Reka-

bet Endeksleri yayınlayan World Economic Forum (WEF)(2012:4) tarafında yapılan tanımlamaya göre Küresel

Rekabet Endeksi, ülkelerin mevcut verimlilik düzeyleri yanında ekonomik büyüme olanaklarını da açıklamayı da

amaçlayan ve aktif unsurlardan oluşan bir endekstir. Dünya Ekonomik Forumu Küresel Rekabet Endekslerini

oluştururken uluslar arası rakamsal göstergelerden ve Yönetici Görüşü Anketi adı verilen bir anketten elde edilir

iki tür veriden yararlanılarak rekabet gücü analiz edilmektedir. Bu analiz gerçekleştirilirken yararlanılan kamu

borcu, bütçe açığı, yaşam beklentisi gibi veriler UNESCO, IMF, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) gibi uluslarara-

sı kuruluşlardan alınmaktadır. Bunun dışında Dünya Ekonomik Forumu’nun yıllık olarak hazırladığı “Yönetici

Görüş Anketi” de Küresel Rekabet Endeksi’nin, rekabet gücü analizini gerçekleştirirken kullandığı bir diğer kay-

nağı teşkil etmektedir (Ulengin vd., 2011:17). Farklı ülkelerden 150’nin üzerinde ortak kurum aracılığıyla gerçek-

leştirilen Anket çalışmasında daha çok niteliksel veriler kullanılmakta ve sorulan sorulara 1 (en kötü) ile 7 (en iyi)

arasında puanlar verilerek değerlendirmeler yapılmaktadır. Bir başka deyişle, çeşitli istatistiki kaynaklardan elde

edilen verilerle oluşturulan Küresel Rekabet Endeksleri (KRE) sayesinde ülkelerin rekabet gücü analiz edilmek-

tedir. Bu suretle World Economic Forum (WEF) tarafından yapılan değerlendirmelerin, ilgili ülkedeki sürdürü-

lebilir büyümeyi sağlayacak olan politikaları, bu politikaları uygulayacak olan kurumları ve üretim faktörlerinin

tümünü kapsayacak nitelikte olduğunu söylemek mümkündür. Bu kapsamda World Economic Forum (WEF)

tarafından hazırlanan Küresel Rekabet Endeksi, ülkelerin rekabeti düzeylerinin anlaşılabilmesi açısından önemli

verilerden oluşan üç temel endeksten ve bu temel endekslerin altında yer alan 12 alt endeksten oluşmaktadır.

Birinci temel endeks, Temel Gereklilikler Endeksidir ve ülkeleri “Kurumsal Yapı”, “Altyapı”, “Makroekonomik

İstikrar”, “Sağlık ve ilköğretim” konuları açısından değerlendirmektedir. Söz konusu konular, özellikle Üretim

Faktörleri Odaklı ekonomiler için en temel göstergeleri teşkil etmektedir. Buna karşın “Verimlilik Artırıcılar”

olarak adlandırılan ikinci temel endekste ise, “Verimlilik Odaklı Ülkeler” açısından kritik öneme sahip olan konu-

lar dikkate alınmaktadır. Bunlar ise “Yükseköğretim ve İş Başında Eğitim”, “Mal Piyasalarının Etkinliği”, “Emek

Piyasalarının Etkinliği”, “Mali Piyasaların Çeşitliliği”, “Teknolojik Altyapı” ve “Pazar Büyüklüğü”dür. Son olarak,

İnovasyon Faktörleri temel endeksi ise, özellikle “İnovasyon Odaklı Ülkeler” için önem taşımakta ve “İş Dünyası-

nın Gelişmişlik Düzeyi” ile “İnovasyon” bileşenlerini dikkate almaktadır.