

9
biyolojik çeşitlilik, tarım toprakları, orman alanları, koruma alanları ve ekosistemler üzerindeki baskıların
ortadan kaldırılması önem arz etmektedir.
b)
Kentsel Dönüşüm
Kentsel dönüşüm, fiziksel mekânın dönüşümünün yanı sıra, sosyal adalet ve gelişim, sosyal bütünleşme,
yerel-ekonomik kalkınma, tarihi ve kültürel mirasın ve doğal çevrenin korunması, zarar azaltma ve risk
yönetimi, sürdürebilirliğinin sağlanması vb. ilkeler çerçevesinde kapsamlı ve bütünleşik bir yaklaşımla ele
alınması gereken bir konudur.
c)
Sürdürülebilir Kent Formu ve Enerji Verimliliği
Aşırı yayılmış kent formlarının kentsel gelişme ve ulaşım açısından sürdürülemez olduğu, küresel
ısınmaya yol açtığı, buna karşın yayılmayan ve çok-merkezli kent formlarının daha sürdürülebilir olduğu
kabul görmektedir. Kentleşme ve enerji verimliliği, sürdürülebilirlik tartışmaları ile önemi hızla artan bir
konudur. Bu kapsamda sanayide enerji verimliliği, binalarda enerji performansı ve ulaşımda enerji
verimliliği konularındaki uygulamaların kentsel alanlarda daha geniş ele alınması zorunludur. Enerji
verimliliği konusunda yapılan çalışmalar ve mevzuat düzenlemeleri devam etmektedir. Ayrıca 2010
yılında yapılan TBMM Deprem Araştırma Komisyon çalışmaları neticesinde hazırlanan raporda da
kentlerin aşırı yayılmasının önlenmesi gerektiği ifade edilmektedir. Avrupa Birliği Mekânsal Gelişme
Perspektifi ile ortaya konan ilke ve stratejiler de aynı doğrultudadır.
Sürdürülebilir kentleşme ve yerleşme için değerlendirmeler
Türkiye’de kentleşmeyi yönlendiren bazı uygulamalar, kentsel yaşam kalitesinin düşmesine sebep
olmaktadır. Sürdürülebilir kentsel gelişmenin sağlanabilmesi için, kentleşme alanında bütünleşik ve etkin
bir mekânsal planlama, uygulama, izleme ve denetleme sisteminin kurulması ve bunu sağlayacak bir
kurumsal yapılanmanın oluşturulması gerekli görülmektedir.
Planların uygulanabilirliğinin sağlanması ve altyapı ihtiyaçlarının giderilmesi için yeterli mali kaynakların
geliştirilmesi gerekmektedir.
Mekânsal planlama yapan birimlerdeki ve yerel yönetimlerdeki teknik personel yetersizliğinin giderilmesi
veya kapasitelerinin geliştirilmesi gerekmektedir. Özellikle yerel yönetimlerde kentleşmeye ilişkin
sorunları ve olguları tespit edebilme, değerlendirebilme, geçerli çözümler üretebilme becerilerine sahip
teknik personelin bulunması önem arz etmektedir.
Kentlerimizde gündemde olan öncelikli konulardan biri de; kentlerin afet ve özellikle deprem etkilerine
karşı yeteri kadar hazırlıklı olmamasıdır. Afet öncesi “korunma” ve afet sonrası “müdahale ve iyileştirme”