Previous Page  12 / 66 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 12 / 66 Next Page
Page Background

7

d)

Afetlere Dayanıksız Kentleşme

Ülkemizde 1950’li yıllardan sonra yaşanan hızlı ve denetimsiz kentleşme ve yapılaşma süreci,

kentlerimizin doğal afetler ve insan kaynaklı tehlikelere karşı dirençsiz ve savunmasız bir biçimde

büyümesine neden olmuştur.

Başta deprem ve sel olmak üzere doğal afet tehlikelerine maruz alanlarda, yer yer plana ve imar

mevzuatına aykırı gelişmelere sahne olan kentlerimizde, hızlı kentleşmeye odaklanmış imar

uygulamaları, risk azaltma yöntemlerini içeren planlama yaklaşımı ve pratiğinden uzak kalmış ve

kentlerimizde derin “risk havuzları” oluşmuştur.

1999 Marmara Depremi, ülkemizde güvenli ve sürdürülebilir kentsel gelişmenin sağlanabilmesi için, afet

sonrası uygulamalar yerine, afet öncesi hazırlıklara yoğunlaşarak afet tehlike ve risklerini

giderme/azaltma amaçlı yaklaşımların mekânsal planlama sistemi ile bütünleştirilmesi gereğini ortaya

koymuştur.

e)

Kentsel Altyapı ve Çevre Sorunları

Kentsel yerleşmelerde, teknik altyapı sistemleriyle bütünleşen yatırım/işletim sistemleri istenilen

seviyede değildir. Yerleşmelerin sağlıklı, güvenli ve yaşanabilir yerler olmalarını sağlamak için teknik ve

sosyal altyapı ihtiyacının giderilmesi temel bir ilke olarak kabul edilmektedir. 2008 yılı itibarı ile toplam

belediye nüfusunun kanalizasyon şebekesine erişimi oranı %87, içme suyu şebekesine erişimi oranı %98,

katı atık hizmeti alan nüfus oranı %73’tür. Toplam belediye nüfusu içerisinde içme suyu, kanalizasyon ve

katı atık hizmeti alan nüfus oranı yüksek görünüyor olsa da bu hizmetleri sağlayabilen belediye sayısı

beklenilen düzeyin altında kalmaktadır. İl ve ilçe belediyeleri bu hizmetlerde önemli mesafeler almış,

ancak belde belediyeleri yeterli düzeye ulaşamamışlardır. Öte yandan, yine 2008 yılı itibarı ile atık su

arıtma tesislerinin hizmet verdiği nüfus oranı %42, içme suyu arıtma tesislerinde arıtılan su oranı

%44’tür. Diğer bir deyişle, toplam nüfus içinde arıtma altyapısından yararlanan nüfus oranı %50’nin

altında kalmaktadır

6

.

f)

Kentsel Ulaşım Sorunları

Refah seviyesinin yükselmesi ve oto sahipliliğinin giderek yaygınlaşmasıyla, büyük kentlerde araba

kullanımındaki artışa paralel olarak kentsel yayılma süreçlerinin yaşandığı gözlemlenmektedir. Toplu

taşım hizmetlerinin sunumu özel araç kullanımıyla rekabette yetersiz kalmakta, dolayısıyla ulaşımdan

kaynaklanan çevre kirliliği sürdürülebilir kentleşmeyi tehdit eden önemli bir sorun olarak karşımıza

çıkmaktadır.

6

2010 Yılı Programı, DPT, 2009