Previous Page  10 / 514 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 10 / 514 Next Page
Page Background

IX

n

SUNUŞ

Karadeniz ve Balkanlar dünya tarihi içerisinde medeniyetlerin doğup geliştiği, birçok ülkenin kurulduğu,

birçok tarihsel olayın gerçekleştiği büyük bir coğrafyadır. Karadeniz ve Balkanlar dünya coğrafyasında her zaman

ekonomik, sosyal ve siyasal açılardan önemli bir role sahip olmuştur. Jeo-stratejik önemi itibariyle bir yandan

Akdeniz’e ve Avrupa’ya, diğer yandan Ortadoğu’ya açılan bir köprüdür. Bugün itibariyle Balkan Yarımadasında

Arnavutluk, Bosna-Hersek, Bulgaristan, Hırvatistan, Karadağ, Kosova, Makedonya, Romanya, Sırbistan, Slovenya,

Türkiye ve Yunanistan toprakları olmak üzere, toplam 504.884 km2 yüz ölçüm içerisinde yaklaşık 50 milyon nüfus

yaşamaktadır. Bunun yanı sıra Türkiye, Gürcistan, Rusya, Ukrayna, Romanya ve Bulgaristan Karadeniz’e kıyısı

olan ülkelerdir. Bu bağlamda Karadeniz ve Balkanlar geniş bir hinterlanda sahip bir coğrafyadır.

Günümüzde teknolojik gelişmeler ve ulaşım imkânlarındaki gelişmelerin sonucunda küreselleşmenin etkileri

hızla yaygınlaşırken, ülkeler ve insanlar açısından önemli dönüşümleri de beraberinde getirmiştir. Ekonomik,

ticari, siyasi, sosyal ve kültürel ilişkiler önceki dönemlere göre kıyaslanamayacak ölçüde artmıştır. Ülkeler ve

toplumlar arasındaki ilişkilerin gelişmesinde, ulus-devletlere meşruiyet zemini sağlayan modern ideolojilerin

etkisini kaybetmesi ve geleneksel kültür değerlerinin yeni unsurlarla birlikte uluslararası alana taşınmasının büyük

etkisi olmuştur. Böylece ülkeler uluslararası alandaki konumlarını ve vatandaşlarının diğer ülkelerin toplumları

ile olan ilişkilerini yeniden tanımlamaya başlamışlardır. Bu yeniden tanımlama ve yapılanma sürecinde her alanda

işbirliği ve karşılıklı alışverişlerin oluştuğu bir süreç göze çarpmaktadır.

Karadeniz ülkeleri arasındaki ekonomik alandaki işbirliği sürecinde ulaşım sektörü önemli bir sektör olarak

göze çarpmaktadır. Bu sektör içerisinde de Karadeniz’de deniz taşımacılığının önemli işbirliği alanlarından

biri olabileceği görülmektedir. Karadeniz ve Balkanlar aynı zamanda enerji koridorunun önemli bir parçasını

oluşturmaktadır. Bölgenin enerji koridoru olması nedeniyle enerji arz güvenliğinin sağlanması sürecinde ülkelerin

işbirliğinin önemi de ortaya çıkmaktadır. Dünya doğal gaz rezervinin %27’si, Hazar Bölgesinde de dünya petrol

yataklarının önemli bir kısmı bu bölgede bulunmaktadır. Dolayısıyla enerji nakil yolları üzerinde bulunan

Karadeniz ve Balkanların stratejik önemi günümüzde giderek artmaktadır.

Karadeniz ve Balkan ülkeleri arasında ekonomi ve ticaretten, eğitim ve sağlığa ve çevre ve enerjiye kadar

birçok alanda işbirliği imkânlarının geliştirilmesine ihtiyaç vardır. Ülkemizin Karadeniz’e kıyısı olan ülkelerle son

yıllarda her alanda işbirliğini geliştirdiğini görmekteyiz. Bu ilişkiler daha çok merkezi yönetim düzeyinde olsa

da merkezi yönetim dışında belediyeler, üniversiteler, STK’lar ve özel sektör kuruluşlarının da işbirliği sürecinde

aktif rol üstlenmeye başladıkları görülmektedir. Merkezi yönetimlerle beraber şehirler ve yerel aktörler düzeyinde

oluşturulacak işbirliği ve ağlar bölgenin ekonomik, siyasi, idari ve sosyo-kültürel gelişimine katkıda bulunacaktır.

Bu bağlamda ülkemizin öncülük yaptığı bir bölgesel ekonomik işbirliği örgütü olan Karadeniz Ekonomik

İşbirliği (KEİ) Teşkilatı’ndan bahsetmek gerekir. Karadeniz Ekonomik İşbirliği (KEİ) Teşkilatı, Karadeniz’e kıyısı

olan ülkelerle işbirliği imkânlarını artırmak, Karadeniz’in barış, istikrar ve refah içerisinde gelişimini sağlamak

amacıyla 1992 yılında kurulmuştur. Balkan ülkelerinden Karadeniz’e kıyısı olan ülkeleri de kapsayan Teşkilat,

ülkeler arasındaki ekonomik işbirliğini temel amaç olarak benimsemektedir. Sınır ve kıyı ticareti, ticaretin

serbestleştirilmesi, KOBİ’lerin teşvik edilmesi, malların ve kişilerin sınır ötesi hareketlerinin kolaylaştırılması, iş

gezilerinde vize kurallarının yumuşatılması gibi konular Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü’nün gündeminde

bulunan konular arasındadır.

Karadeniz’e kıyısı olan bir sanayi şehri olan Zonguldak, Cumhuriyet’in ilk yıllarında taşkömürü ve demir-

çelik sanayii ile Türkiye’nin ağır sanayisinin gelişimine öncülük etmiştir. Günümüzde ise ağır sanayilerin eski

rekabet gücünü kaybetmesi ile birlikte yeni fırsatlar ve imkânlar üzerinde şehrin geleceğinin şekillendirilmesi

gerekmektedir. Bubağlamdaüniversitelerinçok çeşitli platformlardaortayakoyacağı katkılar bölgenin imkânlarının

değerlendirilmesinde, yeni açılımların ve stratejilerin geliştirilmesinde önemli bir paya sahipolacaktır. Bülent Ecevit

Üniversitesi şehrin büyümesi sürecinde son yıllarda önemli bir rol üstlenmiş, gerek bilimsel araştırmalar gerekse